Beşiktaş'ta tuhaf şeyler oluyor. Başta Şenol Güneş ve bir kısım
oyuncularda isteksizlik, tutukluk ve manasız bir gerilim görüyorum.
Beşiktaş'ın puan kaybetmesi çok anormal değil ama dün geceki oyun,
son 3-5 dakika haricindeki mücadele çok kötüydü. Güneş, bazı
oyuncuları takıma kazandırmak uğruna ilk 11'de oynamalar yapıyor.
Örneğin Negredo, örneğin Lens ve diğer bazıları. Fakat durum böyle
olunca da takımın dengesi bozuluveriyor. İlk yarıda Cenk'i önce
kanatta oynattı, sonra Negredo'nun yanına çekti. Soldan Caner
istenilen seviyede gelemedi, Lens sahada var mıydı, yok muydu belli
değil. Gökhan ne hücumda var ne de savunmada... Tablo böyle olunca
da Beşiktaş hiç üretemedi, şut çekemedi, sıfıra inemedi.
Gençlerbirliği ise çok iyi konsantre olmuş. Adam paylaşımını çok
iyi yaptılar, alanı daralttılar ve kaptıkları topla da hızlı
çıktılar.
İşte ilk yarıda böyle bir topta Vedat Muriqi'in golü geldi. İkinci
yarı ise Beşiktaş fabrika ayarlarına döndü. Sağa Quaresma, sola
Babel ikinci yarıda oyuna girdiler ama bu sefer de Babel'in bir
anlık hatası takımını 10 kişi bıraktı.
İkinci yarıda Quaresma sağ kanattan iyi geldi. Zaten onun haricinde
de bir şeyler yapabilen tek bir Beşiktaşlı yoktu. Fakat bu arada
Beşiktaş, ikinci golü yedi ve belki de her şey o dakikada
bitiverdi.
Son dakikalarda Quaresma'nın kişisel becerisiyle kazanılan penaltı
golü de Beşiktaş'a yetmedi. Beşiktaş'ta anlayamadığım bazı şeyler
oluyor. Ama hoca ve takım bu kafayla devam ederlerse şampiyon
olamazlar.
Gençlerbirliği ve Mesut Bakkal'ı kutlamak lazım. Hem aldıkları 3
puandan hem de maç boyu mükemmel bir taktik disiplin içinde
mücadelelerinden dolayı.
Ve pek tabii ki hakem Halis Özkahya'yı da kutlamak lazım. Sakin ve
çok iyi bir maç çıkardı. Babel'e gösterdiği kırmızı kart yüzde 100
doğru. Her ne kadar Babel, rakibin suratını dağıtayım diye tekme
atmasa da ayağını o seviyeye kaldırıp rakibin suratına bastın mı,
kırmızı kart kaçınılmaz olur.