Bir takım, üstelik Fenerbahçe gibi bir takım, Şampiyonlar
Ligi'nde hayati bir maça çıkıyor. Ama bir tek oyun planları var.
Geride 3'lü defans ile kapanacaklar. Emenike'ye şişirecekler, o da
yaparsa bir şeyler yapacak. Dün gecenin özeti bu.
Maça Fenerbahçe mağlup başladı. Bu tür maçlara mağlup başlamak hem
moral bozuyor hem de oyun stratejisi dağılıveriyor. İlk yarıda ne
Ozan ne de Josef top Fenerbahçe'deyken iyi oynamadılar. Oyunu
geliştiremediler, öne oynamadılar ve gereksiz toplar kaptırdılar.
Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe ileride topu tutamadı. Emenike'ye
şişirilen toplarda da Monaco zaten önlemini almıştı.
Bir de bunlara Hasan Ali'nin yaptırdığı amatörce penaltı eklenince
Fenerbahçe berbat oynadığı ilk yarıyı 2-0 mağlup bitirdi.
İkinci yarı Fenerbahçe ilk 15 dakika kıpırdanır gibi oldu ve turdan
ümidini kesmiş herkes 'acaba mı?' dedi. Emenike'nin direkten dönen
topu, hemen ardından da atılan Fenerbahçe golü tur için umudu
getirdi. Çünkü 2-1'lik skor maçı en azından uzatmaya götürecekti ki
yine yerleşim hatasından, markaj eksikliğinden ve kaleci
Ertuğrul'un erken yatışından golü yiyiverdiler.
Pereira şunu bilmeli, dünyada üçlü defans oynayan takımların sayısı
az, üstelik günden güne de azalıyor. Üçlü defans hedefi yüksek olan
takımların mantalitesi olamaz. Fenerbahçe köy takımı değildir.
Fenerbahçe'nin Türkiye ve Avrupa'da hedefleri vardır. İşte dün gece
gördük. Monaco öyle ahım şahım bir takım değil. Adamlar 3-4 defa
geldiler, üç gol atıp hem maçı hem de turu kazandılar.
Salih şartlar ne olursa olsun F.Bahçe'nin en yaratıcı oyuncusu.
Eksikleri yok mu? Tabii ki var. Ama ısrar edilmeli.