Dün gece Trabzon'da iki takım da üzülmedi...
Ama iki takım da sevinemedi. Aslında hangi takım daha çok hak etti dersek; herhalde en haklı sonuç beraberlikti...
İlk yarıda ev sahibi Trabzonspor belki de tarihinin en kötü 45 dakikasını oynadı.
Fenerbahçe tek kaleydi. Kaleci Volkan'ı, görmedik bile. Trabzon iki pas yapamıyor, sürekli topu kaybediyorlar, Fenerbahçe ise sürekli hücum ediyordu. Aslında bu yarıda Fenerbahçe skoru pekala kazanabilirdi.
Devrenin bitimine dakikalar kala Alper'in akıllı pasında İsmail Köybaşı eveleyip, gevelemeyip topa çabuk vursa, Fenerbahçe ilk yarıyı önde bitirirdi. İlk devre bittiğinde maçı seyreden herkes Kanarya herhalde kazanır, Trabzonspor'un kazanması mucize olur derken, ikinci yarıya Trabzonspor, Sosa'yı oyuna alarak başladı.
Trabzonspor birden okumayı öğrenmiş talebe gibi sökülmeye başladı. Pas trafiği hızlandı ve bunlardan birinde de Abdülkadir'in mükemmel ortasını yine mükemmel bir kafa ile tamamlayan Burak Yılmaz Trabzonspor'u öne geçirdi. Aslında bu golden biraz sonra Burak yine Volkan'la karşı karşıya kaldı. Tereddüt edince golü kaçırdı. Aykut Kocaman'ı anlamıyorum...