Bazen sert, bazen tatlı-sert, bazen de kendime göre yaptığım soğuk-sıcak esprilerle bezenen bir yazı üslubum var. Hepsinde tek kriterim var; o da sadece doğruyu yazmak. Kalemimi üç kuruşluk menfaat için eğmediğim gibi, sektörde CEO, Genel Müdür seviciliği de yapmadım. Öveceksem övdüm, yereceksem de yerdim. İşte bu yazılar nedeniyle kimileriyle küstük, kimileriyle de o yazılarda rağmen iletişimimiz aynen devam etti. Mesleğim gereği sektördeki yöneticileri sevip-sevmemem önemli değil ama saygı duymam gerektiğini hep bildim... Ve o profesyonellikle hareket ediyorum. Şimdiye kadar hiçbir yazımda da bu saygı eşiğini aşıp saygısızlık sınırına geldiğimi sanmıyorum. Aynı tavrı, yani bana ve daha da önemlisi mesleğime saygı gösterilmesini de aynı yöneticilerden beklemek hakkım diye düşünüyorum. Şimdi bu girişle, geçen hafta yaşanan bir olayı aktarmak istiyorum. Herkes kimin haklı, kimin haksız olduğuna karar verebilir.