Son bir yılına tanık olduğumuz ve anlaşılan daha bir süre daha yaşayacağımız bu dönemde olumsuz etkilenen sektör kalmadı.
Neredeyse bir yılımızı “pandemi sürecinde” ve Kovid 19 gölgesinde geçirdik. İnsanlık adına milat sayılabilecek bu dönemden bundan sonra da “pandemi öncesi- pandemi sonrası” diye nesilden nesile geçeceği kesin. Son bir yılına tanık olduğumuz ve anlaşılan daha bir süre daha yaşayacağımız bu dönemde olumsuz etkilenen sektör kalmadı. Herkes etkilendi ve bu etkileşim daha da sürecek gibi. İşte bu düşüncelerle mart ayından bu yana neler yazmışız, sektör neler yapmış diye şöyle bir baktım. Başta markalar, özellikle de Türkiye’de üretim yapan otomotiv markaları ilk reaksiyonu gösterip hemen ekipman üretimine geçmişler. Bu destekleri hala sürüyor. Sonra sektörün ilgili dernekleri ODD, OSD, OYDER, Taysad dönemsel yeni stratejilerini planlamışlar. Benim zaman zaman kantarın topuzunu kaçıran eleştirilerim olmuş, dernekler ve dernek yöneticileri hakkında. Geriye dönüp baktığımda şimdi biraz haksızlık yaptığımı anlıyorum. Şu anda satış rakamlarına, markaların ve derneklerin çalışmalarına bakınca otomotiv sektörünün bu süreci atlatılabilecek en hasarsız şekilde atlattığını görüyorum. Hele hele Avrupa’daki otomotiv sektörünün seyrine bakınca, Türkiye’nin bu süreci başarıyla yönetmiş olduğunu görmek mümkün. Onca handikapa; dövizin nerelerden nerelere geldiği nokta, ÖTV ve ÖTV matrah dezavantajı, satın alma gücünün düşmesi, pandemi nedeniyle ekonomide yaşanan aşırı daralma, işsizlik sayılarının artmasına rağmen yıl sonu beklentisi 800-900 bin aralığında.