<p>Geçen hafta PCR testi yaptırdım. Negatif çıkmama çevremdeki kimse pek şaşırmadı! “Negatiflik her zamanki halin” diyerek espri yaptılar. Ya da ben espri yaptıklarını varsaydım J… Neyse; konumuz neden PCR testi yaptırdığımla ilgili. Volkswagen Türkiye yeni Golf-8’in lansmanını fiziki yapmaya karar verdiğinde riski minimuma indirmek için böyle bir karar almış. Davet edilen tüm gazetecilere 2 gün öncesinden PCR testleri yapıldı. Bu durum yeni karşılaştığımız bir uygulamaydı. Ama lansmanda karşılaştığınız-konuştuğunuz hemen hemen herkesin PCR testi yapıldığını ve negatif olduğunu bilmek insana ayrı bir güven veriyordu. Buna rağmen 7-10 kişilik gruplar halinde 5 gün süren bir basın etkinliği oldu. Araçları aldığımız yerden lansmanın yapılacağı ormanlık alana giderken, 2 saatlik yol boyunca arabadaki radyodan “Golf Radyo”yu dinlemek de bilgilenmek amacıyla güzel bir uygulamaydı. Radyoda sunuculuk yapan DJ’in klasik bir DJ hastalığı olan Türkçe konuşmalarının arasına sıkça ve anlamsızca İngilizce kelimeler sıkıştırma çabası dışında, çok keyifliydi! Özellikle de konuğu olan VW Türkiye binek araç pazarlama müdürü Tilbe Polat’ın Golf tarihi üzerine yaptığı açıklamalarını uzun yolda yeni Golf’ü kullanırken dinlemek çok ama çok güzeldi... Lansmanda karşılaştığım ve kısa bir konuşma fırsatı yakaladığım Tilbe Polat “Böylesine güzel ve iddialı bir modele tüm tedbirleri alarak fiziki lansman yapmak istedik. Bu heyecanı birlikte yaşayalım istedik” dedi. Gerçekten de böyle. Meğer VW Golf’ün ülkemizde ne kadar çok hayranı, bekleyeni varmış. Efsane bir model olduğunu ve geniş kitleler tarafından da sevildiğini biliyordum da; bu kadarını tahmin etmiyordum… Daha doğrusu sosyal medyadaki paylaşım ve etkileşimleri görünce işin boyutunu daha rahat kavrıyor insan. Ünlü Youtuber’ları geçtim, eline telefonu alıp bayide duran aracı çeken, çok da bilinmeyen birilerinin, Golf 8 tanıtım videolarının kısa süre içinde yüzbinlerce kez izlendiğine tanık oldum. Lansmanın ilk günü OTOMOBİL GAZETESİ Youtube kanalı için çekip o akşam yüklediğimiz video kısa sürede yaklaşık 10 bin kişi tarafından izlenmesi de bize bu ilgiyi doğruluyordu. Satılsın, satılmasın, alan, alamayan herkes tarafından böylesi bir aşkla bir otomobil modeline bağlanma hikayesi bana hep şaşırtıcı gelmiştir. Tıpkı Golf-8 için çekilen belgeselde bir Golf kullanıcısının “Aracı garajımdan çıkartmadan önce hava durumuna bakıyorum. Yağmurluysa çıkartmıyorum” açıklaması gibi… Bunlar bana yıllar önce Almanya’da röportaj yaptığım ünlü Türk otomobil tasarımcısı Murat Günak’ın sözlerini anımsattı. Günak bana “Siz hiç ütüsüne veya buzdolabına aşık bir kadın veya televizyonuna aşık bir adam gördünüz mü? Ama arabasına tutkuyla aşık milyonlarca insan var. Sonuçta araba da ütü de buzdolabı da insan için bir eşya. Ama otomobil bir başka eşya. İnsanların tutkuyla bağlandıkları bir eşya ve biz tasarımcılar, bu özellikleriyle çizimlerini hazırladığımız, insanların beş sene sonra piyasaya çıkınca hayran olacakları ve yıllarca sevecekleri araçları yaratmak durumundayız” demişti.</p> <p>Golf de bu araçların başında geliyor… Şu pandemi döneminde tüm güvenlik önlemleri alınarak, tüm ince detaylar düşünülerek hazırlanan Golf lansmanında emeği geçen herkesi kutluyorum. Normalleşmeye başladığımız şu günlerde tüm tedbirlerin alınarak fiziki lansmanların başlaması dileğiyle… </p> <p> </p> <p> </p> <p> </p>