Sporu sadece seyir zevki ve eğlence olarak görülemeyecek bir dönemdeyiz. Hareket eğitiminin, toplumda engelli olarak ifade edilen özel gereksinimli bireylerin hayatına kattığı enerji ve sonuçlarını gördükten sonra, her kurum ve kuruluşun bu alana yatırım yapması gerektiğinin kaçınılmaz olduğunu düşünenlerdeniz. Bir müsabakada seyirci olarak tribünde yer alıp, eğlenceye bağlı olarak günümüzü gün ederken, evinin dört duvar arasına adeta ‘hapsolmuş’ bir engelli bireyi, hareket etme, sosyalleşmesini sağlamak kadar daha anlamlı, insanı ve vicdanı bir hareket ne olabilir ki! Görme, işitme, bedensel veya zihinsel, engel durumu ayırt etmeksizin, her bir bireyin yapabileceği mutlaka bir spor branşı var. Ülke olarak elde edilen sportif başarılar, bu tezimizi doğruyor. Hayır diyenlerin, gerçeklere kör ve...