Süper Ligin şampiyonu Galatasaray 2014-2015 sezonuna veda maçında Rize deplasmanına giderken, sezonun en iyisi olması dolayısıyla rahattı. Nasıl rahat olmasın ki! Toz pembe olarak gözüken ama, aslının diğer takımlarının içinde yer aldığı kaos sürecinde gelen Şampiyonluk. Kısacası cim-bom geçen hafta olduğu gibi, bu haftada Şampiyon olmanın haklı gururunu yaşadı.
Lig şöyle, hakemler böyle, takımlar vs. vs. Bu ayrıntılar ‘netice’ olarak şimdi kimseye bir şey kazandırmayacağı için geriye Şampiyon Galatasaray’ı kutlamaktan başka bir seçenek kalmıyor...
Bu ‘alkış’ takdir erdemliğini bizden önce dün oynanan maçta Rizespor taraftarı gösterdi. Hatırlayın geçen haftayı. Sarı-kırmızılı ekip Karadeniz’e gitmek yerine, ligin son maçını ‘taraftarının’ önünde, İstanbul’da oynamak istiyordu. Bu teklif başta Futbol Federasyonu olmak üzere, Rizespor Kulübü ve taraftarı tarafından kabul görmedi. Neden?
Nedenini dün gündüz saatinde oynanan Aslan’ın son maçında gördük. Şampiyonluğu geçen hafta garantileyen ve son doksan dakikalık mücadelesine ‘prestij’ için çıkan Galatasaraylı teknik heyet ve futbolcular ev sahibi ekip tarafından alkışlandı. Bu güzel tabloya tribünlerde duyarsız kalmadı. Futbolumuzun son şampiyonunu tribünlere çağırarak karşılık verdiler. Biz de bu güzel ‘karenin’ içindekileri alkışlıyoruz. Peki neden?
Karadeniz’de rakip taraftara gösterilen ilgi, sporcun centilmenliğini uygulanabilirliğine somut bir örnek oldu. Düne gidelim. Futbol, Rize dendiği vakit Fenerbahçe’ye yapılan ‘çirkin-hain’ saldırı akla geliyordu. Dün oynanan maç öncesi çıkan tablo bize gösterdi ki, çirkin saldırının bölgeyle, yöre insanıyla uzaktan-yakından ilgisi yok. Bu kalleşçe saldırıyı gerçekleştirenlerin amacı sadece bir takıma değil,