Çevremizde dernekler, vakıflar, kulüpler gibi kuruluşları görürüz; çocuklar, gençler, yaşlılar, engelliler veya kimsesiz durumundaki kişilere yardım eli uzatıp, hayır yolunda destek olmak isteyen. Karınca kararınca yapılan yardımlarda, ister istemez ‘yardımın yerine ulaşıp ulaşmadığı’ konusunda bir an düşünmeden edemeyiz. Sonra, Peygamber Efendimizin ‘Sağ elin verdiğini, sol el bilmemeli’ hadis-i şerifi aklımıza gelir. Ve kendi elimizle yapacağımız yardımın daha efdal olacağı düşüncesiyle harekete geçer, aracısız yapılan yardımın sevgi ve şefkatin mutluluğuna ereriz. Eğer bir kurum veya iş yerinin sorumluluğunu üstlenmiş isek, kanun veya yönetmelik çerçevesinde kimsesiz, gazi, engelli vb. gibi durumdaki bireylerin kendi kadrolarımızda yer almalarını sağlarız. Ve gün olur, birçok ‘engelin’ nasıl aşıldığına, aşılabileceğine şahit oluruz. İşte o örneklerden biri olan Kadir Çelik’in hayatı…
1983 yılında İstanbul’un Şişli ilçesinde dünyaya gelen Kadir, bebeklik döneminde geçirdiği havaleden dolayı, iki kulağında (sağ % 75, sol 65) işitme kaybı oluşmuş. Kendi ifadesiyle, engeline bağlı olarak okul ve eğitim hayatı çetin geçiyor. Normal okullarda işitme engelli, işitme engelli okuluna ise konuşuyor diye kayıt yaptırmakta zorlanıyor. Normal okulda iki yıl sınıfta kalmasına rağmen, zor da olsa ilkokulu bitirmeyi başarıyor. Bilgisayar ve işaret dili kurslarına katılmayı, hayata tutunma mücadelesi olarak görmüş ve başarmış da. Ne yaptığını bilen, çizdiği hedef doğrultusunda mücadelesini verenler için ‘engellerin’ aşılması kaçınılmaz oluyor. Kadir Çelik’in hayatı da iş hayatına atılması ve sporla tanışmasıyla değişenlerden. Ne olduysa, Doğuş Holding’de başladığı iş hayatında, şirketin koşu grubuyla tanışmasıyla olmuş. Engelli çalışan kontenjanından adım attığı şirket ve devamında spor faaliyetleri. Yaşam sürecinin bu denli değişime uğrayacağına ihtimal vermediğini, spor kulübündeki Bahadır ve Nesrin İşseven hocaları, Hakan Özel isimlerine teşekkü...