Doksan yedi ülkeden üç bini aşkın İşitme Engelli Sporcunun katılımıyla 18-30 Temmuz tarihleri arasında Samsun’da yapılan İşitme Engelliler Olimpiyatlarında, sporcularımız sıra dışı başarıya imza attılar. Ülke olarak, 20 branşta mücadele edip, kazanılan 46 madalya ile Olimpiyat dördüncülüğünü görmemek, duymamak, işitmemek ve algıyamamak için ancak ‘engelli’ olmak gerekiyor…
Olimpiyatlarda yaşananlar, sadece İşitme engelli bireyleri ve müsabakalara/yarışmalara katılan ülke sporcuları ilgilendirmediği, yarışmadan da öte bir Organizasyon olduğunu, ‘Spordan da öte bir Olimpiyat; Deaflympıcs (2)’ başlığıyla, farklı içeriklerle köşemize yansıtmıştık. Altı çizilmesi gereken husus, bu tür Organizasyonların öncesi ve sonrasında yaşanan bir iki yazıya sığdırılmayacak derecede öneme sahip olması…
EV SAHİPLİĞİ YAPMAK VE BAŞARMAK
Dünyanın en büyük üçüncü spor Organizasyonun ev sahipliğine aday almak kadar, kusursuz olarak tamamlanması da önemli. Hazımsız, dahası işine geldiği gibi hareket edenler (onlar ülkenin gelişim/değişim sürecinden hep rahatsızlar) her ne kadar çamur atmaya kalksalar da, ülke olarak neleri başabileceğimizi tüm dünyaya bir kez daha göstermiş olduk…
Uluslararası İşitme Engelliler Spor Komitesi Başkanı Rukhledev, Türkiye’nin ev sahipliği başarısına övgüler yağdırması, bu tür spor organizasyonları için, geçmişte duymaya alışık/şahit olduğumuz mesajların ne ilk ne de son olan, benzer açıklamalar olacak. Bugün anlıyoruz ki, ülke olarak Yaz Olimpiyatlarını (son olarak 2020’yi) ülkemize vermemelerinin tek sebebi, ırkçılık kökenli lobi çalışmalarıdır. Başka bir sebebe bağlanamaz…