Özel gereksinimli (engelli) bir bireye hareket ve egzersiz, halkın diliyle spor yaptırırken sahip oldukları dini inanışın yanında, örf, anane, gelenek ve görenekleri, kısacası kültürel değerlerini de korumak gerekmektedir. Çünkü, her geçen gün spor yapan birey sayısı artmakta. Böyle bir sürecin olumlu/sevindirici tarafları kadar, yaşanabilecek ‘olumsuzlukları’ da yazmak durumundayız. Bedensel, zihinsel, görme veya işitme, engel durumu ayırt etmeksizin her vatandaşın sağlıklı ve zinde kalma adına sportif aktivitelere katılım, bu tür imkânlardan yararlanmak gibi en tabii hakkı var. Şartlar kişinin bulunduğu konum, yer ve mekânla sınırlı olduğu için, yeri geliyor fedakârlık yapmak, özverili davranmak zorunda kalıyor. Uzakları yakın etmek adına çaba sarf ediyor. Sportif faaliyetlerde yararlanmak isteyen engelli bir birey, yetişkin ise kendisi çocuk ise ailesinin karşılaşacağı ‘engelleri’ de aşmak durumunda kalıyor. O engelli birey İslami hassasiyet taşıyor, hayatını Kur’an ve Sünnet’in çizgisinde sürdürüyor ise, bu engellemelerin en önemli yönü/yanı Müslümanlığının gerekliliğini yerine getirmemek oluyor....