Sabah kalkıp güne besmeleyle başlıyoruz ki, hayırlı ve bereketli olsun. Yeni bir güne başlarken ki ‘şükrümüz’, hayır yolunda ‘iyi’ insanlarla karşılaşma temenni ve duasına karışıyor. Ahiretin tarlası olan ‘üç’ günlük dünya âleminde, ne ekersek, nasıl yaşarsak, ‘ebedi’ hayatta onu biçeceğiz ya! ‘Tan’ yerinin ağarması, sabah namazı sonrası güneşin doğuşuna doğru kuş seslerinin birbirine karıştığı vakte hiç denk geldiniz mi! Özelikle büyükşehirlerde, belirlenen süreden sonra dünya telaşı ve hareketliliği, araç ve insan sesleri bir anda kuş seslerini bastırıyor. O anda anlıyoruz ki, sessizlik-fanilik yerini, ‘koşuşturmayla’ başlayan acımasızlık-hırs-rekabet dönüşüyor. Bir yerde oturup, nefsin...