Türk futbolu idari ve mali yönden alçak ‘sürünme’ olarak tanımlanan bir süreç yaşıyor. Toplumumuz spor adı altında ‘futbolla’ oyalanırken, görülmesi gerekenleri ‘görmek’, sorunların üstesinden gelinmesi gerekiyor. Çünkü birisi bitmeden diğeri başlıyor, sorunlar aşılması güçleşen ‘yığın’ haline geliyor. Düşünme ve oyalanma dediğimizde, gündem oluşturup kafaları karıştıran en son örnek Jose Mourinho’nun Fenerbahçe’ye gelişi. Geliş şekline bakar mısınız! Başkan adayı Aziz Yıldırım 29 Mayıs tarihinde genel kurul üyelerine diyor ki, “Mourinho’yla ben ve Önder Bey 2 saat konuştuk. Şartlarda anlaştık gelmesi yönünde… Tam biterse, önümüzdeki hafta Mourinho’yu İstanbul’a getireceğim.” Bu konuşmanın iki gün sonrasında Sayın Yıldırım’dan “Bana da sordu öbür taraf, ‘Gerekirse imzalayın’ dedim çünkü onlar yetkili, şu anda bizim yetkimiz yok. Onlar da galiba Mourinho’ya talip olmuşlar, iyi bir haber” şeklinde bir açıklama geldi. Yıldırım’a göre Fenerbahçe menfaatleri ön plana çıkınca, Portekizli teknik adamı Ali getirmiş, Aziz getirmiş o kadar da önemli mi!..