Dünyanın en önemli spor organizasyonu 2016 Rio Olimpiyatları devam ediyor. Rekor katılımlı tam 103 sporcu ile yer aldığımız bu dev organizasyona, Türk Sporseverlerin fazla ilgi göstermeme sebebi, Sosyolog Prof. Dr. Hüsamettin Arslan’ın araştırma konusu olmuş…
Araştırmaya göre, 5 Ağustos’ta başlayan Olimpiyatlara, ülke insanımızın rağbet göstermemesinin en önemli nedeni, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kanlı darbe girişimi…
Bilimsel araştırmadan çıkan sonuca göre, darbe girişiminden sonra Türk halkı için birinci öncelik milli irade olduğu, halk bu sürede meydanlara çıkarak, dinine, vatan ve bayrağına sahiplenildiği görülmekte…
Sayın Arslan’ın bilimsel araştırmasının sonuçlarına bakıldığında, konu ve yöntem olarak ne kadar tutarlı, bir o kadar, alınması gereken önem taşıyan mesajlarla dolu olduğu görülmektedir.
Araştırmanın sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer alıyor; ‘Memleket problemleri bütün konuların üstüne çıkmakta…’ ‘Sporda çok başarılı değiliz ama olimpiyatlara ilginin olmamasının temel faktörü, darbe girişimi. İnsanlar Türkiye’yi kaybetme korkusuna kapıldı. Bu nedenle insanlar bütün enerjilerini bu darbe konusuna yöneltti.’
İnsanın bir daha yaşanmasını istemediği 15 Temmuz darbe kılıflı terör saldırısı için, asıl görev şimdi başlıyor. 17-25 Aralık’tan sonra terör örgütü olduğu resmileşen, FETÖ denen yapının içerisinde sporcu, sanatçı, iş dünyası kim var ise, deşifre ediliyor. İnlerine kadar bu deşifre devam etmeli…
Bunun en açıklayıcı ve gerçekçi yanı, ismi geçmişte FETÖ ile anılan kişilerin, çıkıp gerçekleri itiraf etmeleri ile olur. Örgütle bağlantısı kopmuş ise, bunun hangi tarihe denk geldiği. Diğer türlü, her daim zan altında kalırlar ki, bu durumda olanların kişisel ve kamu vicdanında buhran-şüpheli durumuna düşürür…
Tarafsız yargı tarafından suçlular adalet önüne çıkarılıp (tutuklanan bir kısım yargı mensupları – savcı ve hakimleri - gördükten sonra temkinli olmak kaçınılmaz), en ağır şekilde cezalandırılmalı.
Halkın silahını, halka doğrultup ateşleyen bir hain-kalleş anlayış-örgütün cezasının ne olması, gerekliliği artık belli! Kamu vicdanının bir yansıması olarak Milli irade, günlerce sokaklarda ‘idam’ olarak haykırmadı mı?..