Tarihi olduğu gibi yaşayan cesur yürekli yazarlar, kitaplarına düştükleri notlarla İsrail’in Filistin’e uyguladığı işkence ve zulmün ne bugüne ne de düne ait olmadığını, çok öncesine dayandığını, kaynaklara bakarak anlamaktayız! Peki, şu anki senaryo-uygulama nasıl izah edilebilir! Zalim, gözü dönmüş canavar benzetmesinin bile az kalacağı bir kimliğe bürünen İsrail’in, Müslüman ülke konumundaki Filistin’de yaptığı katliam, dünün ‘aynen’ devamı. Müslümanlara yapılan bu zulüm-işkence ve ölümler karşısında niçin gerçek manada hassasiyetimizi ortaya koyamıyoruz? Bunları dillendirirken, konu ile ilgili rahmetli babamla yaşadığım hatıra geldi aklıma…
Babam, Bosna’da, Filistin’de Müslümanların yaşadığı işkence içerikli zulme televizyon ekranlarında şahit olurken, canilerin komutanları için sesini yükseltiyor ‘Şu zalimin alnının ortasına bir kurşun sıkan mert bir insan yok mu şu ülkede…’ diye soruyordu. İslam âleminin kanayan yarasına parmak basma adına içinden gelmiş ‘başkaldırıydı’ babamınki. Kendine ‘Baba müsaade et, yarın gideyim başkalarından beklediğin o görevi ben yerine...