Liglerimizde uygulanan Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulaması durumu, berber koltuğuna oturan müşterinin, saçındaki ak sayısını merak etmesine benziyor. VAR’ın taşıdığı ehemmiyet/ehemmiyetsizlik, Süper Lig’in sekizinci hafta, Fenerbahçe-Medipol Başakşehir maçıyla birlikte, adeta su yüzüne çıktı. Golsüz tamamlanan karşılaşmada, Başakşehir’in golünün ofsayt gerekçesiyle iptal edilmesi ve ardından gelen ‘tepki’ boyutundaki açıklamalar, VAR’ın önem derecesini ortaya koydu. Karşılaşmada atılan golün, VAR’a yansımaması, konuk ekip Başakşehir cephesinden tepkilere neden oldu. Konuk ekibin Teknik Direktörü Abdullah Avcı’nın “VAR sisteminde arızanın bize denk gelmesi şansızlık. Yapacak bir şey yok” derken, Başkan Göksel Gümüşdağ’ın ‘Federasyonu göreve çağırıyorum. Bu hafta Video Yardımcı Hakem (VAR) sistemiyle ilgili kesilmeler oldu. Bu maçta da 3 dakika kesildi. Hakemlerin de şapkayı önüne indirmesi lazım. VAR 3 dakika kesildiğinde nasıl kararlar verdiklerini hepimiz gördük. Lütfen kimsenin hakkı yenmesin…’ açıklamasına bakıldığında, Videolu Yardımcı Hakem sisteminin her geçen gün, önemini artırması anlamına geliyor…
‘VAR’IN ARIZASI, GÜVENİ YOK EDER (Mİ?)
Bugün VAR olmasaydı, Medipol Başakşehir’in tepkisi bu denli olmazdı. Eğer siz, bir sistemi uygulamaya koyduysanız, arkasında ‘durmak’, aksamadan işletmesini sağlamak zorundasınız. Tabii ki, sistem kul yapısı, arıza yapabilir! Eğer öyle bir durum var ise, teknolojiyi uygulayan kişilerin de (hakemler ve sistemi yöneten teknik ekibin) aynı performansı göstermeleri gerekiyor. Fenerbahçe-Başakşehir karşılaşmasında VAR devre dışı kalıyor ve siz orada (B) Planınızı devreye sokmazsanız, tartışmanın bütün oklarını üzerinize çekersiniz. Teknik arıza, elektrik arızası v.s, eğer acil, kriz anında mevcut sistemi yönetemezseniz, haklı olarak eleştiri alırsınız! Peki çözüm ne idi? Hiçbir vakit kimsede art niyet aramıyoruz ama, üzerinde durulması gereken konu, ülkemizde varlığı yeni sistemini yorumlayacak/yönetecek hakemlerin yetiştirilmesi. İşleyen süreçte, sahada da görev yapan hakem yardımcıları kadar, VAR sistemini yöneten hakemlerle uyum içersinde olması gerekiyor. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Komitesi (MHK) VAR hakemi (monitör başında görev yapacak) yetiştirmek hususu gündeme getirmişti. Sistemin devre dışı kalmaması için kaliteli teknik personel kadar, pozisyonu yorumlayacak isimlerin de sahadaki hakemle uyum içinde olması gerekir…
‘VAR’IN ÖNEMİNİ BENİMSEMEK…
Bir projeyi uygulamaya koyduğunuz belirli bir süre sonra, olumlu/olumsuz etkilerini görmüş olursunuz. ‘VAR’ sisteminin devre dışı kalması bu denli ses getirirken, merak konusu ligin geride kalan sekiz haftasında ‘aktif’ kullanılıp kullanılmadığı. Anadolu Ajansı Spor Servisinin özel haberine göre sistem, ligin ilk sekiz haftasında 29 kararı etkiledi. Bu kararlarda 11 gol iptal edilirken, 8 kırmızı kart çıktı, sayılmayan 4 gol geçerlilik kazandı. 4 penaltı kararı iptal olurken, bu kararlarda 2 kez penaltıya hükmedildi. VAR’dan en fazla yararlanan hakem 3 maçta 7 kez ile Özgür Yankaya olduğu, görülüyor. Nasıl ki, teknolojinin ‘kurbanı’ olmak da var, teknoloji ile işleri kolaylaştırmak da var ise, VAR’ın kullanılmasını bir ‘bağımlılıktan’ çıkarıp, yardımcı pozisyonuna sokulursa, işte o zaman olumlu geri dönüşümler sağlanmış olur. Aksi takdirde kimseyi memnun edemezsiniz. Gazeteci büyüğümüz Sayın Sadık Söztutan’ın VAR hakkında ‘Israr edilmeli’ derken, bu ısrarını 20 yıllık özleme dayandığını belirtip, adalete yardımcı olacak sistemin yanında olacağına vurgu yapıyor. Sözün özü, VAR’ın sahadaki doğru olarak uygulaması/yararı, tamamen sahip olduğumuz iyi veya kötü niyetin yansıması. Ne diyelim, teknoloji bize değil, biz teknolojiyi yönetirsek, ‘Problemler aşılması için vardır…’ sözüne sadık kaldığımızı göstermiş oluruz…