Süper Lig’de 2018-2019 Sezonu fikstürü çekildi. Lig takviminde merak edilen en önemli ayrıntı, şampiyonluğa damgasını vuran Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un kendi aralarında oynayacağı karşılaşmalar. Sezonun ilk randevusu 4. haftada Medical Park Stadı’ında Trabzonspor ile Galatasaray arasında oynanacak. Futbolseverin Dünya Kupasına ‘kilitlenen’ süreçte, takımların son durumları adeta ‘gölgede’ kaldı. Bu ‘derbi’ maçları da takımların durumunu, adeta ‘kabak çiçeği’ gibi açmasına yetecek. Bu hususun sırrı, ekiplerin transfer konusunda daha ‘seçici’ olmaları. Bir ölçüde buna mecburdular. Bu konuda en bariz örnek Galatasaray. UEFA’nın mali fair play kriterlerini uygulamak zorunda kalan sarı-kırmızılı ekip, Kulübün mali tablosunu (gelir/gider) ayarlama zorunluluğu. Benzer durum diğer takımlar için de geçerli. Gündemdeki tüm bu ayrıntıları gözden geçirirken, yıllar öncesi 2004 yıllarına gitmek istiyoruz. ‘UEFA Kriterleri’ dendiği vakit, herkes yan baktı geçti! Bu bakış/duyarsızlık, futbolumuzun mali sürecini ‘karabasan’ gibi sarmasına neden oldu. Hiçbir yönetim, teslim aldığı önceki meslektaşlarını sorgulamadığı için (beni de sorgularla kaygısıyla), kaosa çanak tutularak bugünlere gelindi. Böyle bir durum ise, futbolda kalitesini olumsuz etkilediği gibi, bugün bizim ‘Ligimizden ‘Süper’ futbol beklemeyin?..’ sorusunu da kendiliğinden ortaya çıkarmış oldu!..
VİDEOLU HAKEMDEN ÜMİT ‘VAR’ DEĞİLİM!
Türkiye Futbol Federasyonu Videolu Yardımcı Hakem (VAR) sistemi Galatasaray ile Akhisar arasında oynanacak olan Süper Kupa finalinde uygulanacak (mış). Türkiye Liglerinde de geçerli olacak sistemden, istenilen verimin alınıp alınmayacağı ‘büyük’ bir soru işareti! Dünya Kupasında uygulanan ‘VAR’ın, ülkemizde nereye kadar geçerli olacağını kestirmek zor! Bu görüşümüzü teyit eden işte birkaç örnek. FIFA kokartlı hakemiz Cüneyt Çakır’ın Süper Ligimizdeki değerlendirme/performans ‘başarısızlığı’ ile Dünya Kupasında bu akşam oynanacak olan Hırvatistan-İngiltere maçını yönetme ‘başarısı’. İki tezat durum! Video Yardımcı Hakem uygulaması, o nedenle yere (Ülke, Kupa, Lig ) göre önem taşır. Buna bir başka örnek, sistemin futbolumuzun tüm liglerinde aynı anda uygulanır olması. Bu hususta yeteri kadar eğitimli hakemin olup olmadığı hususu. Diyelim ki, buraya kadar her şey eksiksiz. Geriye, futbol taraftarı, yönetici, statlarımızın güvenliğini sağlayan özel ekipler kalıyor. Sanırım bu saydığımız vasıftaki kişilerin, geçmiş dönemlerde görev alanlarında sergiledikleri performansları hatırlandığında, ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır!..
MESUT ÖZİL, EBRU ÖZKAN VE FAŞİST
UYGULAMALAR
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı İngiltere’de ziyaret ettikleri için Mesut Özil, İlkay Gündoğan’a yönelik ‘terör’ kaynaklı saldırıların, kabullenir hiçbir tarafı yok. Bu husustaki görüşlerimizi, yine bu satırlarda siz değerli okuyucularımızla paylaşmıştık. Almanya’da yuvalanan FETÖ/PKK gibi terör örgütü mensupları ve yandaşlarının, Türk kökenli futbolcuların başarısına ‘faşist’ saldırılarını, açıkçası garipsemiyoruz. Çünkü ‘alçaklık’ onların görevi. Sadece ümitvar olduğumuz konu, terörist azınlığın yapmış olduğu bu ‘linç’ girişiminde bizlerin, kökeni Müslüman Türk olan Almanya Milli Takım futbolcuları Mesut ve İlkay’ın yanında olmaya devam etmemiz. Almanya’da yaşananlar, bugün İsrail askeri mahkemesinin Türk vatandaşı Ebru Özkan’ı gözaltına almasından hiçbir farkı yok. Dünya’da çepeçevre saran İslam düşmanlığı ‘kol’ geziyor. Cumhurbaşkanlığı teşkilat yapımızın değişimiyle yeni bir süreçte, kalkınma gelişim adına yapılan her hamle, ‘şer’ odakların hazımsızlığına neden oluyor! Söz konusu ülke insanımız, söz konusu ümmetin güven ve refahı ise, burada görev (spor-ekonomi-siyasi v.s., uğraşımız ne olursa) ayırt etmeksizin, topyekûn mücadele hepimize düşüyor. Ne diyelim; ‘Allah (cc) bizleri Kur’an Müslümanı eylesin. Bu şuurla, birlik ve beraberliğimizi daim eylesin…’ Amin.