Spor, fiziksel, zihinsel ve sosyal bir etkileşim aracı, insanoğlunun varlığıyla günümüze kadar gelen önemli bir ‘uğraş’. Her döneme damgasını vuran böyle bir ‘uğraşın’ önemsemek, spor adı altında oynanan ‘oyunlara’ göz yummak demek. Toplumun her bir ferdinin oyunun ayrıntısında ‘boğulmaması’ için, varoluş sebebini iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Biz, siz ve onlar, ‘zaman her şeyin ilacı’ sözüne nazire edercesine, er ya da geç, spordan etkilenmektedir. Siz bu satırları okurken, bayan (kadın) güreşinin ülkemizde başlamasından bugüne tam 25 yıl geçmiş, lisanslı sporcu sayısı her geçen gün arttığını görüyoruz. Yine siz bu satırları dikkat kesilirken, devlet bankası olan Vakıfbank’ın bayan (kadın) voleybolunda sayısız sportif madalya ve kupa aldığını görüyoruz. Sonuç mu! ‘Buradan kazançlı çıkan kim?’ sorusunun karşılığı, toplumumuz olmadığı kesin de. Çünkü, dizginlerini elinde tutan ve medeniyetsizliğin kapısını sonuna kadar aralayan Batılı anlayış, maalesef ama maalesef sportif başarıyı elde etme hevesiyle, toplumsal...