Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) tarihi sürecine baktığımızda, batılılaşma ve modernlik adı altında yaptırımları en iyi tarihçilerden öğreniyoruz. O dönemde gazetelere ‘Bizim kadınlarımız da diğer Avrupalı kadınlarımız kadar güzeldir’ sloganı atıldığına değiniyorlar. Değerli kardeşimiz tarihçi Dr. Ahmet Anapalı’ya göre Cumhuriyetçilerin hayallerinde ne yapmak istediklerinin sırrı, şu manaya geliyor; ‘Evet, Türk kadınını kurtarmak için önce açmalı idi. Haremi yıkmalı idi. Kadını tüm mahremiyeti ile erkek dünyasının beğenisine sunmalı idi...’ Şairin dediği ‘Medeniyet dediğin, tek dişi kalmış canavar’a mahkûm ve tutsak bir hayatın içine çekilmek istendi ülke insanım. Nedeni ise, hep aynı nakarat ‘Batılılaşma’. Teknolojide batıya sırtını, kültür ve sanatta (diğer bir ifade yozlaşmaya neden olacak durumda) batıya yüzünü dön. Cumhuriyetçi geçinenlerin sahip olduğu felsefenin bir yansıması olarak, kendi buyruklarına girenler ‘çağdaş’, karşı gelenler ise ‘yobaz’ yakıştırmasının maruz kalınarak bugünlere gelindi!..
Cumhuriyet adı altında gerçekleştiren haksız dayatmaların üzerinden yüzyılı aşkın süre geçmesine rağmen, ‘dediğim dedik, çaldığım düdük’ anlayışı hüküm sürmeye devam ediyor. Peki, bu söylediklerimizle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile onun bir iştirak şirketi olan Spor İstanbul’la ne bağlantı kurulabilir? Yenilenen seçim sürecinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Cumhuriyet Halk Partisinin yönetimine geçti. Kendileri de böyle bir sonucun şaşkınlığını yaşıyor olmalılar ki, geçtiğimiz günlerde Silahtarağa İleri Atıksu Arıtma Tesisi açılışı değil, ‘Temel Atmama’ kurdelesini kestiler. Neymiş efendim bu proje, bölgeye gereksizmiş. Bu geçersizliğin nedeni, bugüne kadar paket sütten başka (katkı maddesi içerdiği için uzmanlar zararlı diyor) elle yapılır, gözle görülür bir icraatta bulunamamalarıyla bir benzerliği olmasın!..
Spor tesis...