Kimin, hangi konuda ne istediği hususunda artık kimsenin bir endişesi kalmamalı! Çünkü her şey apaçık ortada. Paralel yapı, patlatılan bombalar, şehrin ortasında kazılan çukurlar...
Birlik ve beraberliğimize, kastedilen ülke bütünlüğü olunca, duyarsızlık olmuyor! Kimler tarafından yapıldığı artık günyüzünde. İhanetçilerin artık hiçbir saklanır-aklanır tarafı kalmadı.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi yine ‘bir’ anlayış işbaşında. Ülkenin bütünlüğüne karşı yapılan bu saldırılarda amaç, algı oluşturmak. Böyle bir süreçte, bizim üzerimize düşen sorumluluk ise düşündüklerimizi paylaşmak...
Algının birinci derecede konumu ‘çocuklar ölmesin’ ve ‘barış’ gibi, içi saldırganlıkla doldurulmaya çalışılan bir yaklaşım... Bu kelimeler, ‘şiddete’ çanak tutmaktan başka bir manaya gelmiyor. Çünkü beslendikleri kaynak bu!..
Kendisini akademisyen olarak adlandıran kesim, PKK terörüne destek sağlayan bildirilere imza atıyor. Sayıları bini aşkın sözde ‘akademisyenler’, yaptıkları açıklamalarla iç dünyalarını gözler önüne sermiş oluyorlar.
Evet, artık saklı ve gizli kalmadı. İyiler ile kötülerin ayırt edileceği bir süreç yaşamaktayız. Bu demek oluyor ki; iyilerle kötüleri birbirinden ayırt etmek gerek. Bu gerçekler gözardı edildiği sürece, ihanetin bedeli her geçen gün katlanarak sürecektir.