Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de “Ben zulmü kendime ve kullarıma haram kıldım. O halde siz de birbirlerinize zulmetmeyin” buyuruyor. Resûlullah (s.a.v) da şöyle buyuruyor; “İnsanlar bir zalimi görür de onun zulmüne engel olmazlarsa, Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.” Peygamber efendimiz bir başka Hadis-i Şerif’te “O gün haklar mutlaka sahibini bulacak, boynuzsuz koyun bile boynuzludan hakkını alacaktır” buyuruyor. Tüm bu ayet ve hadislerde yer alan ‘zulümle’ kastedilen isim ‘kim?’ dendiği vakit ilk akla İsrail geliyor. Her geçen gün artan İsrail’in Filistin’e uyguladığı faşist uygulama, biz Müslümanları rahatsız etmiyorsa vah bizim halimize. Bu ruh halimiz ve yaşantımız, Kur’an-ı Kerim ve Sünnet’e olan mesafemizin de göstergesi. Vicdanların daha fazla nasırlaşmaması adına, ölümü sıkça hatırlatma gereği duymamız, burada daha önem taşıyor...
TUNUSLU SPORCULARIN
ANLAMLI PROTESTOSU...
Mazlumların yanında olup, zalimlere karşı dik duranlara müjdeler olsun. Geçmişte birçok örneği mevcut, son örnek ise Tunuslu boksörün İsrail rakibiyle sövüşmeyi reddetmesi. Rusya’da düzenlenen Uluslararası Boks Şampiyonasında İsrailli rakibiyle eşleşen Tunuslu kadın boksör Meysa el Abbasi gerekçesini ‘İsrail yönetimi ve temsilcisiyle normalleşmenin her türüne karşı olduğu’nu belirterek müsabakadan çekildiğini belirtti. ‘Kâbe yolundaki karınca...’ misali Meysa el Abbasi gibi tarihin her döneminde İsrail’in zalimce uygulamalarına karşı eylem yapıldı. Haksızlığın karşısında sessiz kalmak gibi acziyete kapılmak, gelecekte daha büyük felaketin habercisi olduğu gibi, Filistin’de yurtlarından edilen mazlumların kör ve sağır anlamı taşıyor. İsrail’i protesto edenler, yaptıklarıyla gönül rahatlığı yaşarken, zulme sessiz kalıp, hayatın bir eğlence ve oyundan ibaret olduğunun farkına varamayan bizlerin ‘vay’ haline! Meysa el Abbasi’nin İsrail’e karşı dik duran sporculardan ne ilk, ne de son olamayacağı gibi, faşist uygulamalar için de yer alan bu ülkeye karşı her platformda protestoyu ortaya koymak gerekiyor. Kamuoyunun en çok dikkat kesildiği spor müsabakalarında İsrail gibi baskıcı ülkelerin protestosu, en anlamlı uygulama alanları olmakta. Yine Tunuslu eskrim sporcusu Azza Besbes, tenisçi Ons Cabir ve Basketbolcu Salah el-Mecri, İsrail ile oynanan maçlarda yer almazken, Salah el-Mecri’nin Real Madrid takımından ayrılma nedenini ‘İsrail’deki maça katılmamayı reddetmesi’ şeklinde açıklamış ve ‘İsrail yok, Filistin var’ dediği, örneklerini görmekteyiz. İnsan düşündüğünde, sportif kariyerinin yok olması pahasına, insanlık dışı muameleye karşı koymak yer ve mekânlardan daha çok ‘yürek’ isteyen bir durum...
FİLİSTİN’DEN HESAP SORAN