Yazılarımızı takip eden okuyucularımız, yazımızın başlığını gördüklerinde ‘Yine kadın güreşi mi yazacak?’ sorusunu kendilerine sormadan edemeyeceklerini tahmin ediyorum! Çünkü bizler okuyucularımızı, onlar da bizi yakinen tanıyorlar, elhamdülillah. Bizleri yoktan var eden ilahi yaratıcının izniyle ‘Allah var, gam yok’. O’na iman olduğu vakit, kaygının olmadığı, sarsılmaz dik duşun öncüleri olmamak imkânsız. Cennet’in ucuz, cehennemin lüzumsuz olmadığı yerde, sadaka/sadakatin bir ucundan tutma adına doğruyu yazmadan olamaz elbette. Hiçbir şeyin sebepsiz olmadığını anladığımızda, gören göz, duyan kulak durdurulamaz bir hal alıyor. İnşallah, ‘Niyet hayr, ahiret hayr’ olur. Evet, sıkça tekrarına düştüğümüz ‘Bilgimizden sorumluyuz!’ anlayışı bizi çepeçevre sarmışken, nasıl olur da Allah’ın bildiğini kuldan esirgeyelim. Bu algımızın temelinde ‘Bir mümin kendisi için istediğini, Müslüman kardeşi için istemedikçe mükemmel şekilde iman etmiş olmaz’ hadis-i şerifine bağlılık var…
Evet, bugün size kitap olacak derecesine gelen kadını güreştirme rezaletine, yeni bir sayfa daha ekleme arzusunda değiliz. Bu hususa, gelecek haftalarda tekrar döneriz. Bugünkü yazımızın konusu, sporu kullanarak kadının nasıl iyi niyet taşımayan anlayışa kurban edildiği. İşimiz gereği, günlük spor haberlerini takip ediyoruz. Bir de ne görelim Türkiye Voleybol Federasyonunun 2013 yılında kurduğu ‘Fabrika Voleybol Okulları’ haberi var. Haberi, yazımıza konu yapan, kullanılan sporcu fotoğrafların üzerindeki sponsor firma ‘Orkid’ reklamı. Biraz daha geriye, geçtiğimiz yıla gittiğimizde, Türkiye Voleybol Federasyonunun (TVF) resmi internet sitesindeki ‘TVF ile Orkid arasındaki dev işbirliği’ başlıklı yazı dikkat çekiyor. Yazıda şu ifadelere yer verilmiş; “Türkiye ve dünyada genç kızların ve kadınların yapabileceklerinin en iyisini yapmaları için eğitim, sağlık ve spor gibi alanlarda projeler geliştiren P&G’nin kadın bakım markası Orkid, Türkiye Voleybol Federasyonu ile bugün (6 Eylül 2018, Perşembe), imzalanan anlaşmayla Türkiye Voleybol Milli Takımları Resmi Sponsoru oldu…”
Devletin resmi spor federasyonuna sponsor ürünüyle ilgili detayları araştırdığımızda P&G firmasının yönetim kurulu başkanının 2017 raporunun önsözündeki şu ifadeler dikkat çekiyor; “30 yıldır markalarımızla insanların günlük hayatlarına dokunarak küçük ama anlamlı farklar yaratıyoruz. Önümüzdeki yıllarda da hayata değer katan ürünlerimizle tüketicilerimize hizmet vermeye ve devam eden yatırımlarımızla Türkiye’nin gelişiminde aktif rol oynamaya kararlıyız…” Ariel, Alo, Prima gibi ürünleriyle bilinen ABD menşeli firmanın Ay-Yıldızlı Milli Takımın kadın sporcularına kadın bakım markası adı altında sözde ‘sponsor’ olmasının nasıl ‘izahı’ ve ‘savunması’ olabilir? Anlamak kadar, kelime bulup anlatmakta güçlük/zorluk çekiyorum. Toplum gözünün için baka baka kendi insanımız, Müslüman Türk kadınını araç olarak kullanıp, eşofman, tayt, şort gibi kıyafet giyinmeyi geçtik, isminin açılımını yapmaya dahi ‘hayâ’ duyacağımız bir ürünü, marifet sayıp ‘sponsorumuz’ diye reklam yapmak hangi anlayışın taşeronluğunun yapıldığını izah etmeye gerek var mı? Sponsor fFirma yetkileri ne diyor; “İnsanların günlük hayatlarına dokunarak, küçük ama anlamlı farklar yaratıyoruz…”
Tüm bunları dillendirirken, Sayın Hülya Şekerci’nin Kur’an-Hayat Ekseninde MÜMİN KADIN isimli eserinin önsözünde şu ifade/hakikatlere dikkat kesiliyoruz; “Kadın konusunu doğru bir zemine oturtmak için bireysel çabalar yetersiz olacak. Çözüm iffet ve takvayı kuşanmış mümin kadınların, mümin erkeklerle beraber çağa yapacakları tanıklıklardır. Bu tanıklık birikim ve bilgi ister, büyük bir çaba gerektirir. Ancak kadınıyla, erkeğiyle Kur’an ve hayat ekseninde kolektif çabalara omuz veren müminler tüm dünya için umut olabilirler.”
Bu vesileyle mübarek Cuma günümüz bayram olsun inşallah…