Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun Kadın Voleybol Avrupa Şampiyonası sürecinde ‘milli’ takımı ziyareti, bizim olduğu kadar ‘medyanın’ da dikkatinden kaçmadı. ‘Bakan Kasapoğlu’ndan A Milli Voleybolculara moral ziyareti’ başlığı altında yer alan haber içeriğinde, Sayın Kasapoğlu’na ait şu ifadeler yer alıyor; ‘Amacımız bir spor ülkesi haline gelmek. Spordaki başarılarımızı daha yukarılara taşıyıp, bu süreci taçlandırmak istiyoruz.” Burada durup, düşünmek gerek ‘Neyi, nasıl, niçin taçlandırılır?’ Bakanın sporcularla verdiği fotoğraf karesini iki açıdan değerlendirmek gerekiyor. Kadınlarla ilgili bir spor organizasyonuna ülkemizin ev sahipliği yapması ve voleybol branşında kadınların giydiği kıyafetler. Kadınların ‘spor’ yapmasında sakınca yok. Normal olmayan ise, sürecin hareket ve egzersizden ötesi geçip, performans boyutuna taşınması. Araştırın bakın, Milli Takımlarda yer alan bir sporcunun uzun süreli (aylarca) kamplarda yer almasıyla sosyal hayattan nasıl koparıldığı, aşırı yüklenmeye bağlı olarak yaşanan sakatlıklar. 22 yıllık voleybol kariyerini sonlandıran kadın sporcunun ‘Dizimden iğne oluyorum, boynum sık sık tutuluyor…’ serzenişini hatırlayın. Tüm bunların dillendirirken, yine birileri devreye girecek, bizleri ‘hedef’ gösterecektir. Varsın onlar içlerindeki ‘kirliliği’ dökmeye devam etsin, bizler İmam-ı Şafi'nin “Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?” sorusuna verdiği “Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür” cevabının izinde gitmeye devam edelim, inşallah…Tüm bunları düşünüp söylerken, bir kez daha değerli kardeşim Hüseyin Avni Yücel’in, ‘Kadından pehlivan olmaz, kadın, pehlivan doğurur….’ altın sözünü hatırladık…
Müslüman Türk kadınının aile ve iş hayatında olması gereken yeri hususunda, kamuoyunda ardı arkası kesilemeyen tartışma devam ediyor. Kadın ‘Çalışmalı mı çalışmamalı mı?’, İst...