Bireyin kişisel ve sosyal gelişiminde sporun etkisi, birçok bilimsel çalışmada yer almakta. Gerçekleştirilen fiziksel aktiviteler, kişinin kendini tanımasından öte, yeni becerilerin de ortaya çıkmasına neden olmakta. Dört farklı engel grubunda (bedensel, zihinsel, bedensel ve görme) herhangi birisine yer alan bireyin, yetenek tespiti, dahası imkân verildiğinde neleri başardıklarına şahit olan birisi olarak, yaşananlardan duyduğumuz mutluluk ve heyecanın tarifi mümkün değil. Örneğin otizmli bireyler. Bir otizmli bireyin buz pateni kayıp, yüzmesi, bisiklet binmesi, jimnastik veya masa tenisi yapabilmesi, onların sahip oldukları davranış bozukluklarını asgari düzeye indirmesi manası gelmekte…
Madem otizm bir hastalık değil, öyle ise burada ‘Engellerin ortadan kaldırılmasının önüne engel koymamak…’ gereceğiyle yüzleşmekteyiz. Toplum olarak, neler yapmamız gerektiği konusunda bilinçli yol almamız gerekmekte. Geçtiğimiz günlerde Anka Özel Eğitim, Spor ve Yaşam Kulübü’nün düzenlediği, bisiklet, masa tenisi ve jimnastik branşlarının yer aldığı Spor Organizasyonlarına katıldık. ‘Engelleri taklayla, Otizmi Ankayla aşıyoruz’ başlığı altında yapılan etkinlikte çocukların gösterilerine, inanın hayran kaldım. Demek oluyormuş. Boşuna denmemiş ‘İnanmak ve çalışmak başarıyı kaçınılmaz kılar’ diye. Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır düşüncesiyle hareketle, başarının mimarları eğitmen ve velilerimizin görüşlerini, bugün siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz…
SPORLA OTİZMİ YENEN ÇOCUKLAR…
İsmail Avşar (Eğitmen); ‘Otizmli çocukları bulunan ailelerimizin, çocuklarının bu durumda olmalarını kabullenmeli ve onları kucaklamaları gerekmekte. Toplumun bir parçası olarak, önce mevcut durumlarına razı olup, nasıl yol alabileceklerini bakmalılar. Spor becerisi çocukların gelişimi için büyük öneme sahip. Oyun oynamak çocuğu hayata bağlar. Spor yapmaya başlayan çocuklar, şampiyon olmak için çabalayan, kazandığında sevinen, kaybettiğinde üzülen öğrenciler haline geliyor. Oyun, otizmli bireylerin hayatın içerisinde yer almasını sağlıyor. Otizmli çocuğu olan aileler, çocuğun topluma uyumsuzluğuna bağlı olarak, hayattan soyutlanırlar. Bireysel olduğu gibi, komşuluk, akraba gibi toplumsal ilişkilerde problemler yaşarlar. Çocuğun spor yapması, aileleri de önemli ölçüde olumlu etkilemekte. Sporla birlikte problemli davranışları ortadan kalkan çocukların aileleri de, hayata uyum sağlamış olurlar. Spor eğitimini tamamlamış çocuklar, katıldıkları sportif faaliyetlerinin de aileleri onları izliyor. Başarılarına seviniyorlar…’
Kerem Şaşı (Öğrenci Velisi); ‘Otizmli çocuğa sahip bireylerin kendilerini sosyal hayattan soyutlamamaları gerekir. Sahip olduğumuz inanca göre otizmli çocuğumu, Allah’ın bana vermiş olduğu bir lütuf olarak görüyorum. Kendi çapımızda ilgi ve alaka göstermeye, bütün organizasyonlara katılmaya çalışıyoruz. Ne kadar çok aktivite olursa, onların da dünyalarının farklılaşacağına inanıyoruz. Bahane üretmeye gerek yok. Çocuklarımız evlerden çıkaralım. Bunu yaşayan bizleriz. Gerekli merciler daha duyarlı, daha hassasiyetli, daha merhametli yaptırımlar bekliyoruz. Devletimiz sağ olsun, bakım parası, ihtiyaç sahiplerine ulaşım parası, evlerde bakım hizmetleri sunuyor. Güzel şeyler oluyor. Ben bir engelli babası olarak Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı iletiyorum. Ümit Allah’tandır. Umudumuzu kaybetmemeli, mücadele etmeliyiz. Herkesin bir imtihanı var. Çocuklarımız da bizim imtihanımızdır. Ömrümüzün yettiği kadar, mücadelemiz devam edecektir. Oğlum Ahmet Bilal sayesinde bize çok güzel kapılar açıldı. Bu Allah’ın bize lütfu. Değerli iş adamlarına sesleniyorum. Kapınızı çalan insanlara mümkün mertebe sponsor olmaya çalışın. Çünkü herkesin özel eğitim almaya gücü yetmeyebiliyor…’ (Haftaya; Mali krizi aşmak, otizmi aşmaktan zor)