Biz hangi hedefin, hangi maceranın peşindeyiz. Yazdıklarımızdan kim alınganlık gösterecek, kim kırılacak hiç umurumda değil! Görünen bir gerçek var ise, o gerçeğin altını çizmek, hatta o doğruların-hassasiyetin daha iyi görülebilmesi için, yazıları ‘bold’ yapmak gibi zorunluluğumuz var...
Futbol mu? Eyvallah, hepimizin tuttuğu-desteklediği bir takımımız var. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray veya Trabzonspor. Saf ve temiz duygulardan kaynaklandığı için bu sevginin gerçek nedenlerini çoğu vakit bilmeyiz, yine de destekleriz...
Evet, o maçlar tarihi süreç boyunca her defasında oynanır, bir sonrasında yenisi başlar. Takım çalıştırıcıları maç sonrasında ki, ‘Gelecek maçlara bakacağız..’ açıklamalarına hep birlikte şahit olmaktayız. Bu demek oluyor ki, bir maç biter, diğeri başlar...
Yapmamız, sorumluluk yüklenmemiz gereken ise anlamlı ve kalıcı işlere imza atmak ise, işte size engel tanımayan sporcular...
Engelli bireyler toplumda dezavantajlı olarak gözükseler de, hayata bakış açıları, yaşantıları kısaca ‘İnsan oğlunun aldığı nefesin değerini bildiği ölçüde mutlu olabileceği...’ gerçeği ile ilginç hayat hikâyeleri ile engelleri çoktan aşmışlar. Mutluluk daha da ötesine geçerek, başarılarını sportif madalyalarla taçlandırıyorlar. Paralimpik Oyunlar, diğer bir ifade ile engellilerin olimpiyatları...
Madem hepimiz birer engelli adayıyız. Bu düşünceyi kendimize yakın getiremesek de, yaptığınız iş ne olursa olsun, onların elde ettikleri sıra dışı başarıları şahit olduğumuzda, düşüncemizde o kadar çok değişeceği gibi, başarı sahiplerini kendimize örnek alacağız. Çünkü her birinin örnek alınması gereken hayat hikayeleri var!..
Yaz Oyunlarından (Olimpiyatlar) üç hafta sonra başlayan engellilerin olimpiyatları olarak adlandırılan Paralimpik Oyunları,