Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Sizlerden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı…’ (Bakara-183-184) buyuruyor. Resûlullah (sav) “İslâm beş esas üzerine kurulmuştur; Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, Kâbe’yi haccetmek ve ramazan orucunu tutmak.” Allah (c.c) tuttuğumuz / tutacağımız oruçlarımızı kabul etsin inşallah. İslam denildiğinde akla Kur’an ve Peygamberimiz (s.a.v) gelmektedir. Allahü Teala ‘De ki, eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin’ (Âl-i İmran-188) Müslüman olarak inancımız, İslam’ın bize ibadetlerimizi aksatmadan yaşamaktan geçmekte. Kâmil bir Müslüman olmanın Allah’ın emirlerine uymaktan geçerken, günlük hayatın içinde bizleri hak yoldan uzaklaştıracak ayrıntıların detaylarına da dikkat etmemiz gerekiyor…
AVRUPALI BAYANLAR İSTANBUL’DA
Normal hayat akışımızı namaz ve oruçla geçirirken, karşılaştığımız olaylar / gelişmeler, inancımızın gerekliliğini araştırmakla kalmıyor, ortak değerlerimizin dikkat çeken ayrıntıları araştırma, ulaştığımız tespitleri siz değerli okuyucularımızla paylaşmayı zorunlu hale getiriyor. Araştırmak yetmiyor, yapılan uygulamalar ülke vatandaşının her birini yakından ilgilendiriyor ise, tehlike oluşturacak unsurları detaylandırmak gerekiyor. İşte size Ramazan ayında bayan/kadınları güreştirme rezaleti gibi, karşımıza çıkan somut bir gerçek. Hayal ürünü değil, U-23 Avrupa Şampiyonası adı altında İstanbul’un göbeğinde gerçekleşmekte. Her defasında yine bu satırlarda dillendirdiğimiz bayan güreşinin son gösterimi…
Milli ve manevi değerlerimizi erozyona uğratacak, toplumun kendi ortak değerleriyle örtüşmeyen spor faaliyetleri hız kesmeden devam ediyor. Türkiye Güreş Federasyonu bu sürecin başını çekmekte. Bayanı güreştirmek kadar anormal bir durumun olamayacağını yine bu satırlarda, defalarca siz değerli okuyucularla paylaştık. Avrupa ülkeleriyle bayanları güreştirme rekabeti/gafletine kapılan federasyon bununla da yetinmeyip, bayanların içerisinde yer aldığı spor organizasyonları ülkemizde gerçekleşmesinde ön ayak olmakta. Ramazan ayına denk gelen ve 29 ülkeden 400 sporcunun yer aldığı U-23 Avrupa Güreş Şampiyonası’nın İstanbul’da gerçekleştirmesine kim, nasıl onay verdiğini anlamakta güçlük çekiyorum. Benim bildiğim bu tür faaliyetlerin hangi ülkede gerçekleşeceği 4-5 yıl öncesinden belli olur. Türkiye Güreş Federasyonunun ilgilileri, ramazan ayına denk gelen ve bayanların da katılım sağladığını bildiği halde, neden duyarsız davranarak ‘hayır’ deme cesareti gösteremedi. Nerede kaldı bizim İslami değerlerimiz? Nerede kaldı milli değerlerimiz? 23 yaşında Müslüman Türk kızını yarı çıplak kıyafetle mindere çıkarıp, bir bayana yakışmayacak şekilde fiziksel mücadelenin içerisinde yer almasını sağlamak, toplumsal değerlerimizi ortadan kaldırmayı tetiklemekten başka bir manaya gelmez. Üstelik Ramazan’da…
Biz yazımızı yazarken Bağcılar Spor Salonunda sözde ‘güreş’ tutan bayanlarımız, madalya alarak kürsüye çıkmakta. Bu durum, rezaletin geldiği boyutu sergiliyor. Yirmi yıl öncesinde ‘tohumları’ atılan ve bugün Büyükler, Gençler, Yıldızlar, Minikler kategorisinde hız geçmeden devam eden bayanı güreştirme rezaleti, U-23 ile zirve yapmış durumda. Haçlı ve Siyonist aklın, bayanı güreştirmeyi bir ‘ürün’ olarak görüp, İslam ülkesi olan Türkiye’de, üstelik Ramazan ayında ‘pazarlamak’ kadar abes (uygunsuz, gereksiz, saçma, sapan) ne olabilir ki? Bu anlayış dün vardı (Keriman Halis örneği), bugün de var yarın da olacaktır. ‘Dur’ denilmemesi bunun göstergesi. Asla ve asla olmaması gereken, Batılı bu anlayışın temsilcilerinin (Başkan, yönetici, antrenör v.s.) kendi içimizden yer alması. Böyle olmasaydı, ülkenin milli ve manevi ortak değerlerini spor/güreş maskesi altında bir kez daha yaşamazdık. Ne diyelim? Şu Ramazan-ı Şerif günü ‘Şahid ol Ya Rab!’