Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle atanan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun çalışma alanına giren, engelli/engelsiz vatandaşlarımızla sağlıklı bir toplum için yapması gerekenler hususundaki düşüncelerimizi, paylaşmayı sürdürüyoruz. Bu paylaşımlarımızla amacımız, ‘Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız’ hadis-i şerifine sadık kalarak, Bakan Bey ve ekibinin uygulamalarına katkı sunmak. Bunu başarabilirsek, ülkemize olan sadakat ve bağlılığı da bir nevi yerine getirmiş oluruz. İnşallah bu yolda samimi ve muzaffer oluruz. Gençlik ve Spor Bakanlığının temel yapısı, ülke insanına hareket ve egzersiz yaptırmak olmalı. Sayın Kasapoğlu ve yardımcı ekibine bu konuda büyük görevler düşmekte. Örneğin Bakan yardımcıları Sayın Hamza Yerlikaya sporcu başarısı, Sayın Sinan Aksu gençliğin durumuna yardımcı ve yön verecek ise, her bir konunun alt başlıklarının iyi yapılanması gerekiyor. Örneğin bir uzvu eksik veya işlevini tam yerine getiremeyen, halk diliyle engelli/kör/sağır/ortopedik şeklinde isimlendirilen vatandaşlarımızın durumu. Hükümet bu vatandaşlarımız için her türlü maddi (maaş, aylık, ücretsiz kart v.s.) manevi (özel günlerde hatırlanma, sosyal haklar v.s.) destek konusunda yardımını esirgemiyor. Tüm bu dayanışma bir yere kadar, sonrasında ise yapılması gerekenler başlıyor!..
ENGELLİLERDEN SORUMLU BAKAN YARDIMCISI
İşte o talep ve isteklerin neler olabileceğini, sosyal hayatın içinde olan kişi veya kurumlarla bilgi paylaşımına gidildiğinde, hedeflenen tespit zor olmayacak Türkiye nüfusunun kaçta kaçı engelli? Bu engelli grupların alt basamaklarındaki, hasta olan veya engellilerin ne kadarı hareket ve egzersiz yapmaya ihtiyacı var? Bakan Yardımcısı Sayın Hamza Yerlikaya ne diyor; ‘Anadolu’nun farklı illerine, ilçelerine gidip bir tomografi çektik ve yol haritası belirledik…’ Amaç, yetenekli çocukların tespiti ve programlı çalışma dahilinde başarılı sporcular yetiştirmek.. Hastalık veya engel durumuna göre bir bireyin hareket ve egzersizin ne demek olduğunu, birçok yazımızda gündeme taşımıştık. Bu demek oluyor ki ‘Sağlıklı birey, mutlu toplum’ anlayışıyla hareket ederek, yol alma zamanı geldi de geçiyor bile. Bu hususta ilgili Gençlik ve Spor Bakanlığına büyük görev düşmekte. Engelli birey ve ihtiyaçların tespiti için çekilecek ‘tomografi’, emin adımların atılması manasına gelir. Konunun hassasiyeti için işte size somut bir örnek. Engelli bireyler hareket ve egzersize, ya tesadüfen ya da sağlık problemlerini aşmak için başlıyor. Katılım sağlanan organizasyonlarla birlikte, elde edilen sportif başarılar. Tıpkı, 2016 Rio Paralimpik Olimpiyatlarında 3 altın, 1 gümüş 5 bronz toplam 9 madalya ile taçlanması gibi. Bu demek oluyor ki; ‘İşte size sosyal sorumluluk, işte size sportif başarısı.’ Bu hizmet sürecinin profesyonelleşmesi, engelli bireylerin hareket, egzersiz ve sportif başarılarına ‘ivme’ kazanması için, Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde engelliler birim/kurulların oluşturulması zorunluluğu göz ardı edilmemeli!...
SPOR BİLİM ADAMLARININ ÖNEMİ!
Bilimsel dayanağı olmayan çalışmayı ‘Havada yakıtı tükenen uçağa benzetirim…’ Gençliğin ve sporun hamisi/lokomotifi Gençlik ve Spor Bakanlığı için, hareket ve egzersizin tabana yayılması büyük önem taşıyor. Tüm bu sürecin sağlıklı işlemesi, gerek normal gerekse engelli bireylere yarar sağlaması için üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Bölümleriyle ortak çalışma içerisine girilmesi gerekmektedir. YÖK, üniversite ve bakanlık üçgeninde yapılacak ortak çalışmalar, hedefe gidilen yolu kısalttığı gibi, anlamlı hale getirecektir. Örneğin engelliler Malatya ve Muş ilimizde yer alan üniversitelerde açılan ‘Engellilerde Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi’ bölümlerinde yetişen her bir öğrenci, gerçekleştirilen her bilimsel çalışma, ülke yararına önemli katkı sağlamakta. Mevcut Bakanlık bu yapıları inceleyip, donanımlı bilim adamlarını çalışma arkadaşları olarak benimser ise, işte o vakit, çalışmalar arzu edilen sonucu verecektir…