Hatırlanmak ve hayatın içerisinde olabilmek engelli bireyler için oldukça önemli. Ama bir yardım eli, ama bir tebessüm. Sadece yanlarında olmanız bile onların kendilerini iyi hissetmesine yetecektir. Spor yapmak ve yaptırmak da öyle…
Tabii bunun ne anlama geldiğini birçoğumuz farkında olmayabiliyoruz. Çünkü henüz onlarla paylaşacak bir bağı oluşturamadık belki. Her defasında dile getirilen ‘Herkes bir engelli adayıdır’ yakıştırmasının, bize ne kadar yakın olduğunu nereden bilebiliriz ki?..
‘Herkes engelli adayı’ sözü ışığında, düşüncede de olsa yakın getirilmek istenmeyen o günün hesabını yapmanın güç olsa da ‘Yaşamın bir parçası olmaması için hiçbir neden yok!’ gerçeğini göz ardı etmeme zorunluluğumuz olsa gerek…
Bu insanın kendi elinde olan bir durum değil ki. Nasıl ki bizleri yoktan var eden Allah (c.c.) para, yaşlılık, sağlıkla imtihan ediyor. Doğuştan ve sonradan engellilik de, birey olarak ebedi hayata hazırlanma ölçüsü, parçası olabilmektedir…
Evet, yaşama yelken açtığınızda, esen rüzgâr hangi yönden eserse, sizi o tarafa dümen kırmaya, adeta mecbur bırakıyor. Bu zorunlu yöneliş ‘anlayana/mana çıkarana göre’ öyle güzelliklerle dolu ki. İşte bunu yaşayarak gözlemleme erdemliğine eriştik elhamdülillah…
Mesleğimiz gereği onlarla 2002 yılında tanıştık, belli dönem ara versek de birlikteliğimiz hâlâ devam ediyor. Zihinsel, bedensel, görme ve işitme engelli çocuklarla sportif çalışmalardaki bu birliktelik süresince ‘Sizin elde edecekleriniz ve gideceğiniz yer, duygularınızın ışığıdır’ sözü, çalışmalarımızdaki azminizi oldukça kamçıladı. Önce hayata pozitif bakma, yaşama sevinçleri, sonrasında sportif başarıları gurur kaynağımız oldular, olmayı da sürdürüyorlar…