İnsanoğlu varoluşundan bugüne kadar hareket halinde. Bu hareketliliğin tarihsel sürecine dikkat kesildiğimizde, insanoğlunun varlığını sürdürebilmesi için avlanma ve kendini savunma olarak ortaya çıkmakta, daha sonra ‘spor’ adı altında kurallı hale getirilerek, zamanla yarışmacı bir kimliğe dönüştüğünü görüyoruz. Bu dönüşümle birlikte ulusal ve uluslararası kurallar belirlenerek, ödüllerle teşvik edilen yarışlar, daha sonra ülkeler arasında rekabette yerini aldı. Örneğin bir branşta 5 bin kişi spor yapıyor ise, o yapılan etkinlik kendi içinde bölgesel, ulusal ve uluslararası derecelendirilip, yarışmalar sonunda sadece bir şampiyon sporcu çıkarılır. Sporcu için şampiyonluğa giden süreç büyük özveriyle işlemeye başlar, sonrasında ise örnek oluşturur…
Kişisel olarak, daha çok insanın katılımcı olacağı ve adına kitle sporu / herkes için spor olarak tanımlanan uygulamayı öncelikli olarak benimsemiş olsak da, performans/yarışmacı olarak ülkemizi yurt dışındaki yarışlarda temsil eden sporcularımızın, örnek hayat hikâyeleri dikkat çekiyor. O sporculardan birisi de Paralimpik sporcu Abdullah Öztürk....