Görüyorlar, düşünüyor, hareket ediyorlar. İşitme engellilerin tek eksik görünen yanları işitme/duyu organlarının eksik/noksan olması. Dezavantaj olarak görülen bu ‘sessizliklerini’ nasıl çığlığa/kazanca dönüşebilirlerdi? Düşündürücü olmaktan öte tam bir derslik durum. Spor, yaratılmışların en hayırlısı olan insanımıza ‘hizmet’ noktasında yardımcı olabilmenin zirvesi. Ülkemizde gerçekleştirilen bugün sona eren dev spor organizasyonu olan İşitme Engelli Olimpiyatlarında (Deaflympıcs) takım sporları (Voleybol, Hentbol) ve ferdi sporlarda (güreş, karate, judo ve sayamadıklarımız) kazandıkları sıra dışı başarılarla isimlerini madalya ve tarihe altın harflerle yazdırmaları, toplumsal sorumluluk taşımanın da gerekliliğini bir değil, birkaç yazıya taşımak kaçınılmaz oldu...
ŞÜKRETMEK, SEVMEK VE
ÇALIŞMAK=BAŞARMAK
İslam dini engellileri başkalarına muhtaç ve külfet olan değil, toplumun en önemli değerleri görerek onların yeteneklerine uygun şekilde istihdam edilmelerini sağlamıştır. “Kim ölür de mal bırakırsa, malı veresesinindir. Kim bakıma muhtaç kimseler bırakırsa (kell) onun sorumluluğu bana aittir” buyuruyor Peygamber Efendimiz. Öyle bir dinin sahibiyiz ki, İslam ile şereflenenler, başlarına gelen her olayın birer imtihan olduğunu idrak eder. Allah (cc) yüce Kur’an-ı Kerim’de “Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar...” buyuruyor (Bakara, 2/286). Fetih süresi 17. ayetinden “Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur...” anlıyoruz ki İslam kolaylık dini. Müslümanca yaşamak sadece dünya hayatında değil, ahiret, ebedi hayatına kazanmanın özünü oluşturmakta. Manevi derece makamının yaşanan sıkıntı ve zorluklara sabır ve tahammül gösterildiğinde dünya ve ahiret mertebesinin kazanılması manasına gelir. Samsun’da bugün tamamlanan İşitme Engelliler Yaz Olimpiyatlarına katılan sporcularımızın, organizasyon boyunca verdikleri mücadele yazımızın başlığına konu olan ‘Spordan da öte...’ bir mücadeleydi. Yaşananlara ayet ve hadis ışığında yaklaştığımızda, hamd ve şükrü gerektirecek o kadar ders çıkarılabilir ki. İnsanoğlu murat edip çalışır, Allah da (cc) nasip ederse nelerin başarılabileceğinin ispatı/yansımasıdır; İşitme Engelliler Olimpiyatları. Dünyanın dört bir tarafından, rakamla doksan yedi ülkesi ve üç bini aşkın sporcu, beş bine yakın, farklı dil, din, ırktan katılımcı. Sağlıklı gibi gözüken insanın bile gıpta ile bakmak zorunda hissettiği başarıların her birinin arkasında, sıra dışı hikâyeler bulmak zor değil. Dikkat çekme gereği duyduğumuz konu, şer gibi görünenden hayır, hayır görünen olayların kazanıma dönüşebileceği gerçeği. Bizim bildiğimiz ve yapacağımız bir yere kadar. Kudret, hikmet ve hükümran sahibi Allah’tır (cc).
SPOR BİR ARAÇ OLMALI,
AMAÇ DEĞİL...