Spor dediğimizde, bizim aklımıza iyi niyet, niyete bağlı olarak da boş zamanların eğlenceli aktiviteleri gelirdi. Doğup büyüdüğümüz Anadolu diyarında da öyle değil miydi? O yıllara ait her birimizin ayrı bir hatırası vardır. Hatırladığımızda yüzümüzde tebessüm, gönlümüz de ferahlık oluşur. Düşünüyorum da, hesabını yapamayacağımız kaç tane ‘ilaca’ bedel! Ne çabuk unuttuk, serinlemek ve eğlenmek amacıyla şehrimiz-köyümüzden geçen nehir-ırmak-derelerde yüzmeye çalıştığımız yılları. Bisiklete biner, çelik çomak, misket oynar, komşumuz olan demirci ustasına yaptırdığımız çemberimizi çevirirdik, oyunla komşuluğumuzun pekiştiği tozlu sokağımızda. Unutmak...