Hayatı nasıl ki ‘yaşadım oldu bitti’ye getirmeyeceğimiz gibi, yaptığımız her işi (bu söylem de eylem de olabilir) bir temele oturtturmamız gerek. Bu süreç sağlıklı işleyişi ancak, plan ve projeden geçer. Proje kelimesinin karşılığı Türk Dil Kurumunun da ‘Değişik alanlarda önceden plan ve programa alınmış, maliyeti hesaplanmış, kurum ve kuruluşların yönetim organları tarafından onaylanmış, kısa ve uzun vadeye bağlanarak özel kurum veya devlet adına gerçekleştirilmesi kabul edilmiş bilimsel çalışma tasarısı’ şeklinde tanımlanmaktadır. Düşünmedik değil; madem spor uğraşısı içerisindeyiz, geliştirilecek yeni projelerle sporun insanlığa yarar sağlamasına nasıl vesile olalım! Bu söylem/yaklaşımız biraz iddialı olsa da, yapılamayacak bir durum yok değil. Çünkü yapılanlardan bunu anlamak mümkün. Bu hususta örnekle devam edelim!..
Gençlik ve sporumuzun sevk ve idare eden resmi kurum Gençlik ve Spor Bakanlığı. Bakanlık düzeyinde geliştirilen projelerle, gençliğin becerileri keşfedilmeye çalışıyor. Projeler eğer devam arz ediyorsa da, devamlılık sağlanıp istihdama dönüşüyor. En son yapılan proje dikkat çekiyor; ‘Tecrübe konuşuyor’. 2014 yılında başlanan proje kapsamında 48 sporcu, sanatçı, yazar ve akademisyen toplam 27 programda 14.650 gençle buluşmuş, bu birliktelikte bilgi ve tecrübelerini paylaşmışlar. Bu birliktelik sayesinde, projelenin amaçları arasında yer alan ‘Bilgi-görgü ve özgüvenlerini artırmalarını sağlama’ düşüncesi, hayata geçirilmiş oldu. Meyveleri ne denli toplanır, onu elbette zaman gösterecektir. Daha farklı ve günümüz şartlarında üst düzey nasıl verim alınabilecek düşüncesiyle, konuya eğilim gösterdiğimizde ilk akla, ‘futbolumuz’ ve bu husustaki Akademik (Bilimsel) çalışmalar gelmektedir. Örnekleri kamuoyuyla paylaşmak, benzer projelerin onayını verme konusunda cesaretsizliklerini yenemeyenler için ‘pozitif’ etki yapmasını temenni ederiz…
FUTBOL PERFORMANSINI
ARTIRMADA BESLENME PROJESİ
Kamuoyunun futbola olan ilgisi arttıkça, aynı bağlamda başarısızlık da artmaktadır. Böyle bir orantı, beraberinde maddi ve manevi (güvensizlik) kaybın yaşandığı bir süreçte, ülke menfaatleri için düşünmeden edemiyoruz tabii. Atalarımız ne güzel söylemiş; ‘Ne kadar ekmek, o kadar köfte’. Futbolumuza bakıyoruz, bu tür derslik söylemlerden bırakın bağlantı sağlamayı, ters bir orantıya rastlıyoruz. İşte o an düşünüyor ve ortaya koyduğumuz ‘Gıdalarımızı hormonlaştırdık sağlık bozuldu, sporumuzu hormonlaştırdık insan ahlakı bozuldu’ sözümüze (kendi kendimize de olsa) hak vermiyor değiliz. Peki, bu hususta hiç mi kayda değer bir çalışma yapılmaz? Arayan/isteyen bulurmuş ya! Bizde bu hususta iz peşine düştük ve ‘değerlere’ ulaştık…