Sporun siyasetle sarmaş dolaş olduğu bir dönemi yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Tarih sürecinin her döneminde var olan, kamuoyunun her yaş grubundan, maddi ve manevi değerleri üzerinde etkisini göstermektedir. Bu öyle bir süreç ki, sporu siyaset, ideolojik sürece alet etmek isteyenler için yer ve mekân tanımadığı gibi, çocuk ve genç yaş grupları başta olmak üzere, ilim, iman ve ahlâki değerlerin de üzerinde olumsuz etki yaptığına şahit olmaktayız. Bu hareketin kaynağını dış kaynaklı olması ve özentiyle birlikte, bir ‘virüs’ gibi beden/zihinlerde yerleşiyor, daha sonra ‘yıkımın’ bir parçası olabiliyor. Tüm bunları dillendirirken Üstad Nurettin Topçu’nun dediği gibi, ferdin şuuruna dışarıdan saldırır, ona suç işletir, kırıp yıkma hareketleri yaptırırlar. Böylelikle ilim, ahlak, sanat ve din idealleri ve insanın bütün yüksek sevgilerini teşkil eden ruhi unsurları zayıfa uğratırlar. Milli kültürümüzü, tarihimizin mayası ve dinimizin ruhuyla beslemediğimiz sürece, milli kültür, örf ve âdetimizde...