Ülkemizin aydınlık yarınları için yeni buluşları ortaya koyan isimler, mucitleri aranmaya devam ediliyor. Cumhurbaşkanımızın ‘bilim ve teknoloji’ başta olmak üzere, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışına sadık kalarak, atılım/kalkınma yolunda yaptığı ‘davetlere’ katılmamak mümkün değil. Belirlenen hedeflerde ilerlemek, vatan, millet, bayrak ve ezanın özünü koruması adına, kendi kendimize yetecek kadar üretim yapmak, ortaya çıkan eserle gururlanmak manası taşır. Sporu amaç değil araç olarak görüp, elde edilecek başarılarda, özellikle engel tanımayan bireyler için adeta ‘mucitliği’ gerektiriyor. Her hangi bir doku veya organını doğuştan, hastalık, kaza gibi nedenlerle tam olarak kullanmayan, toplumda ‘engelli’ olarak isimlendirilen vatandaşlarımızın elde ettiği sıra dışı başarıları, sadece gurur kaynağımız olmakla kalmıyor, ‘sporumuzun mucitleri’ tanımına giriyor. Çok değil sadece iki hafta içerisinde, üstelik kendi içimizde yetişen değerlerin sporun zirvesinde yer alması gurur kaynağımızın adeta ‘abideleri’ oldular…
‘AYNASI İŞTİR KİŞİNİN…’
Ampute Milli Futbol Takımızın Dünya ikinciliği olduktan sonraki, kabulleri devam ediyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın başarıyı tebrik etmesiyle birlikte, amputeli sporcularımızı Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli makamında kabul etti. Kabullerin karşılığı başarının ödüllendirilmesi amacı taşıyordu. Bakan Kasapoğlu’nun belirttiği gibi, onların başarısı hayata meydan okumanın mücadelesinin sonucuydu. Bir şey olmaz, yapamaz, edemez dendiği yerde, tüm olumsuzluklara meydan okunabileceği ve nelerin yapılacağının sergilenmesiydi. Her biri, örnek hayat hikâyelerine sahip…
Atalarımız dediği gibi ‘Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz’ sözünün abartı değil başarı. Bugün Lucescu yönetimindeki A Milli Futbol takımımız, kaosun çanakçıları konumundaki ligdeki takımlarımızın ‘kaosluk’ durumlarını gözlemlemekteyiz. Bir tarafta ise, futbolumuzun ‘ampute’ dalında ulaşılan milli başarılar. 2007 Avrupa Şampiyonluğu yine 2004 ve 2008 Avrupa ikinciliği, Dünya Kupasında 2007, 2010, 2012 ve 2014 üçüncülüğün ardından gelen Dünya ikinciliği. Neden Şampiyon olamadık burukluğu. Burukluğun nedeni ise, penaltı atışları sonucunda kaçan Şampiyonluk! Açık ‘yazmak’ istiyorum; İnsanlığımızın gereği, Ampute futbolunun ‘mucitlerini’ görmeyecek kadar ‘kör’, tebrik etmeyecek kadar ‘vicdansız’ olmamak gerek. Diyeceğimiz o ki; hepiniz harikasınız, arkadaşlar…
OTİZMİ YENDİ, MARATONDA KOŞTU
‘Engelsiz hayat ağacını sulamak istiyoruz, kök tutsun, meyve salsın…’ şeklinde başlamışız 10 Eylül 2017 tarihinde, ‘Sporla Engelini aşanlar…’ başlığıyla, yine bu satırlara taşıdığımız yazımıza. O yazının içerisinde konu olan Otizimli (asperger) Can Demirci’nin başarı hikâyesini siz değerli okuyucularımızla paylaşmıştık. 11 Kasım 2017 Pazar günü Vodafone İstanbul Maratonu 42 kilometre kategorisinde takip ederken bizim Can’a rastladım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 40’ıncısını düzenlemiş olduğu maratonda tamamlama başarısı göstererek, ‘Maraton koşan ilk otizmli sporcu’ olarak bir ilke imza atmıştı. Kendisine güvenlerin gururu, insana güvenildiğinde nelerin başarılabileceğini, sporda kendi kategorisinin bir ‘mucidi’ olduğunu tüm sporseverlere göstermiş oldu, Can. Kendisi, ailesi, hocası Duran Arslan. Kısacası, başarı yolunda ona güvenip, imkân tanıyan herkesi tebrik ederiz…