Süper Ligin ilk devre maçları tamamlandı. 3 puanlı sistemde, 1994-1995 yılından bu yana, liderin en düşük puanla tamamlandığı bir sezon yaşanması bir yana, devrenin son hafta karşılaşma sonuçları dikkat çekici. Bu çekiciliğin en önemlisi şampiyonluğa oynayan takımların puan kayıpları kadar, nedenleri! Fenerbahçe’nin Atiker Konya, Trabzonspor’un ise Kardemir Karabük deplasmanında puan bırakmasının sebepleri, dikkat çekici. Bunda en önemli etken, futbolcuların ‘beyin’ olarak erken tatile çıkmalarının yanı sıra, bazı oyuncuların ‘inançlarının’ gereğini yerine getirmeleri adına, gördükleri sıra dışı kartların etkisi...
Dini inanışlarını yaşam sürecine yansıtmak isteyen bazı futbolcular, ligi erken bitiriyor. Futbol arena internet sitesindeki ‘Süper Lig’e Noel öncesi 6 futbolcu kart cezalısı’ başlıklı haber dikkatimizi çekiyor. Ligin daha henüz 16. haftası oynanırken, 6 futbolcu cezalı duruma düşüyor. Habere göre, Süper Lig’de oynayan 30 Hıristiyan futbolcudan 6’sı fire veriyor. Bu oyuncular arasında Trabzonspor’da Kucka, Fenerbahçe’de ise Neustadter ve Skrtel bulunuyor. Ligin ilk devresini lider tamamlayan Başakşehir forması giyen Epureanu dikkat çeken isimler arasında. Hıristiyanların bayramının öncesi, görülen kartlar ‘Bilinçli mi, yoksa istem dışı mı?’ ‘Takımın başarısını olumsuz etkileyecek bir durum var mı, yok mu?’ sorusunun cevabını/karşılığını bulacak kişiler, kulüp yöneticileri. Taraftarın cevap aradığı soru ise ‘Görülen kartların bu denli ‘ucuz’ olmamasının gerekliliği!’ Kimsenin dini inancını sorgulayacak durumda değiliz tabii! Dikkat çekmek istediğimiz husus, aynı durum kendi lig akışı içinde yer alan oyuncularımız için, özellikle dini bayramlarda nasıl işlediği. Üzerinde düşünmemiz ve müeyyide uygulamamız gereken husus, Hıristiyanların haçlı, Yahudilerin Siyonist ideolojinin içerisinde olunduğu takdirde, tehlike/tehdit orada başlıyor olması gerçeği, ayrı bir ayrıntı...
SPOR-MEDENİYET İLİŞKİSİ
Tarih sayfası gerçeklerin aynası yeter ki saptırılmasın, olduğu gibi, doğru yansıtılsın. Bizler kadar sizler de, her hafta TRT’de yayınlanan Payitaht ‘Abdulhamid’ ve Diriliş ‘Ertuğrul’ dizisini dört gözle bekliyorsunuzdur, sanırım. Bu özlemin en önemli nedeni, bugüne kadar saklı tutulan tarihi gerçekler. TRT, Abdülhamid ve Ertuğrul. Allah (cc) izni ile ülkenin nereden nereye geldiği sürecin en önemli parçası. Tüm bunları niçin söylüyoruz. Toplumu meydana getiren bireylerin, adeta temel yapı taşlarını oluşturmakta, spor, resim, müzik... Batılılaşma, çağdaşlık adına gençliğin manevi etkileşime sokan unsurlar. Her biri ayrı ayrı araştırılıp/incelendiğinde, bu terimlerin başına ‘modern’ kelimesi getirilmesi ile ne denli tarihsel kopmanın tetikleyici unsurları olarak karşımıza çıktığını görmekteyiz. Öyle ise geriye ne kalıyor; biz ne isek o olmak zorundayız. Gençliğin ‘özenti’ denen ‘dipsiz’ çukura düşmesinden kurtarmak zorundayız. Bunu ancak, medeniyetin sırrı olan milli ve manevi değerlerimizle iyi öğrenip/öğretmek ve barışık olmakla kalmayıp, yaşantımızın içine sokarsak, işte o vakit kurtuluşa ‘erenlerden’ oluruz. Elin oğlu bunu nasıl gerçekleştiriyor. İşte ‘futbol/Noel’ bağlantısına sadece bir örnek...
NOEL’DE İDMAN YASAK!..