Bordo-Mavili ekibi yazmak için, itiraf etmek gerekiyor ki biraz temkinli davranmak gerekiyor. Bunun en önemli nedeni değişkenlik. Bu davranış şeklimiz uzun bir süreyi kapsamakta. Hal böyle olunca da ortaya ‘istikrarsızlık’ çıkıyor. Buna bağlı olarak da başarısızlık. Kısaca Trabzonspor’un gerçek yüzü bu! Başkaları ne der bilemem ama, uzun bir geçmişin iz sürümünden bugüne ‘yansıması’ bu şekilde...
Doğru ya ‘Nasıl yani?’. Diğeri doğru ise bu satırlarda, gerçekleri yazarken, aynı anda kimseye ‘mavi’ boncuk dağıtmak gibi bir alışkanlık içerisinde olamayışımız. Hayatımızda ‘doğru’ tek ise, biz de ona sahip olmak istiyorsak, yaptığımız bu hareket kaçınılmaz...
Bizler de Karadenizli sayılırız ama, bulunduğumuz yerleşim yerinden Soğanlı Dağının tepelerinin ‘sisli’ havasından görmek mümkün olmakta. Bu havanın hakim olduğu ‘yaylalarda’ papatya çiçeği oluşur mu bilemem ama, yaylaların denize bakan kısmında bu bitkinin oluşma ihtimali çok fazla. Evet, sözün dolaşıp geldiği yer, her defasında Trabzonspor için açılan seviyor-sevmiyor (pardon) başarılı olur mu-olmaz mı şeklinde. Papatya falı gibi maşallah...
Trabzonspor’un dün akşam UEFA Avrupa Ligi ön eleme maçına çıkmadan yaşananlardan kim ne anladı bilememem ama, benim hiçbir şey anlamadığımı, Karadeniz ekibinin menfaatleri için söyleyebilirim. Neden anlamıyorum? Çünkü Türk futbolunun başına bugüne kadar ne geldi ise gereksiz ‘tartışmalardan’ geldi. Her defasında iş yapmak yerine, söz yetiştirme yolunun seçilmesi, bordo-mavili camiada kaosun oluşmasına neden oldu.