Süper Lig’de transfer sezonu, önceki dönemleri aratmadı. 4 Ocak’ta başlayan ve ara transfer döneminin son gününe denk gelen 31 Ocak’ta da transferler üst üste geldi. Seriye bağlanan yeni isimler, adeta saçılan ‘avro/dolar’ manası taşıdı. Hesap soran olmadığı için transferde ‘dizginlenemedi’. Kadrolara dahil edilen isimlere baktığımızda, transferlere yapılan ödemeler dudak uçurtan cinsten. Başakşehir, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin transferlerine bakar mısınız; Robinho, Demba Ba, Mbaye Diagne, Kostas Mitroglou Burak Yılmaz, Shinji Kagawa, Serdar Aziz, Tolgay Arslan, Victor Moses. İsmi şampiyonlukla anılan ekiplerde bunlar yaşarken, Süper Lig’in diğer ekipleri de boş durmayı ‘lüks’ saydılar…
Ara transfer sürecinde, 12 oyuncuyla kadrosuna en çok isim katan ekip puan cetvelinin son basamaklarında yer alan Ankaragücü. Kadrosuna kattığı oyuncu sayısıyla sezon başında transfer rekoru kıran Büyükşehir Belediye Erzurumspor, ara transfer dönemini de ‘boş’ geçmedi ve 5’i yabancı olmak üzere toplam 7 transferi kadrosuna dahil etti. Her futbolcu ‘para’ demekse, bu değirmenin suyu (para) nereden geliyor! Araştırmalara bakıldığında, işin ciddiyeti rakamlara da yansıyor. www.futbolekonomi.com internet sitesinin 2017 tarihli araştırmasına göre Türkiye % 15 ile futbolcusuna en düşük vergi ödeyen ülke konumundayken, bu rakam İngiltere’de % 45, İsveç’te % 56,9, İspanya’da % 52. Araştırmaya göre, hal böyle olunca da 5 milyon Euro maliyetli bir futbolcu için Türkiye’de 900 bin euro vergi öderken, Fransa’da bu rakam 9,2 milyon Euro’ya yükseliyor…
Kulüpler ‘borç’ batağına sürüklenirken, ilgili ve yetkililer futbol kadar kulüplerin çöküşüne de seyirci mi kalacaklar! Sahi, ‘dönülmez akşamın ufkunda’ki bu kulüplerin denetim sorumluluğu kimde? Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın (GSB) ilgili birimleri/denetim mekanizmaları neden tam olarak ‘işlemez/işletilmez’? Anlaşılmaz bir durum…
Kulüplerin içinde yer aldığı ‘mali’ tablonun önemli temsilcileri Fenerbahçe ve Trabzonspor. Bordo-mavili Kulüp Başkanı Ahmet Ağaoğlu’nun açıklamaları önem taşıyor; ‘29 bin seyirci ortalamayla oynuyor ve artık gelirlerimiz giderlerimizden fazla.’ Başarı olunca, taraftar takımına sahip çıkıyor. Finansal yönden çöküşün en önemli kaynağı. UEFA ile yapılan Finansal Fair Play anlaşması gereği Karadeniz ekibi transfer yapamıyor. İnsan düşünmüyor değil; UEFA’nın Trabzonspor’un transfer yasağı olmasaydı, bugün Sayın Ağaoğlu, geçmiş dönemdeki pahalı transferleri eleştirir, altyapıya büyük önem verdikleri ve kulübün gelirlerini artırdıkları, vurgusu yapar mıydı? Saadet/başarı için paranın tek taraflı yeterli olmayacağını, anlamak için, Başkan Ağaoğlu’nun dikkat kesilmek gerek; ‘Oynadığımız son 7 maç baz alındığında maliyeti 11-12 milyon avro olan takımımızın başarısı, son 4-5 yıldır 37-38 milyon avro maliyetli takımların elde ettikleri başarılardan daha fazla.
Fenerbahçe Divan Kurulunda gündeme gelen ‘mali’ bilanço dikkat çekiyor. Kulüp Başkan yardımcısı Burhan Karaçam’a göre, önlerindeki dönemde yaklaşık 4-4,5 milyar rakamla döndürmeleri gerekiyor. Sarı-lacivertli ekibin devreden borcu 3,1 milyar, yıllık cari gider 1,5 milyar, cari gelir ise 580-600 milyon lira Sayın Karaçam haklı olarak ‘Sihirli bir çözüm yoktur’ şeklinde serzenişte bulunuyor..