Siyaset ayak oyunları ve kaprislerle sürüyor. Bir taraftan "ben" duygusunun yükselişi, öte taraftan ülke meselesi yan yana yürüyor.
Tek adam yönetimlerinin hemen hepsinde bir karşı taraf (muhalif) her zaman vardır ve bunlar çoğunlukla hain kabul edilir. Dolayısı ile ötekileştirerek (düşmanlaştırarak) yönetmek üzerine kurulu bir tarihsel zihin yapımız var.
O sebepledir ki bizde muhalefet her daim iktidarın alternatifi değil, düşmanı olarak tanımlanır.
Bugün de benzer yoldan ilerliyoruz.
Dün olduğu gibi bugün de durum o kadar vahim ki, YSK'nın görevini bir yıl uzatıyor, toplu seçmen göçünü onaylıyor ve eski bir başbakanı alt sıradan bir kadroya halk onayı ile atamak için seçime sürüyor, bir belediye başkan adayının adaylığını engellemek için çaba sarf ediyoruz.
Her şey var, lakin demokrasiyi hazmetmekte sorun yaşıyoruz.