Kendi çevresinde bu kadar önemli ve derin dış problemlerin olduğu bir ülkede bu kadar iç problem yaratılmasının bir mantığı var mı? Aklı başında herkesin bu soruya vereceği cevap açık ve belli: Yok! Ancak Türkiye'de her zaman iç çekişmeler, dıştan gelen tehlikenin önünde yürüyor. Çevresi müttefiki Amerika tarafından ablukaya alınmış ülke Türkiye. Düşman, kartlarını ince bir siyasetle görünür yollardan açık oynuyor.. Türkiye'yi kuşatıyor. Çepeçevre sarmanın bütün yollarını deniyor. Çok daha açık ve net olanı nedir derseniz, diyor ki: "Yakın gelecekte senin ülkeni de komşuların gibi böleceğim, ancak önce yapmam gereken işler var."Nedir onlar?Kuzey Irak'ta Barzani'ye bir devlet kurdurmam lazım.İkincisi?İkincisi de, benzer bir devleti de Kuzey Suriye'de PYD adı altında PKK'ya kurdurmam lazım. Bir başka ifade ile Türkiye'de oluşturulan PKK muhalifleri, kuzey Suriye'de, Irak'ta öteden beri var olup gelen Barzani ve Talabani Kürt muhalifleri de Kuzey Irak'ta devletleşecek. Yani her iki ülkenin kendi şartlarından ve yine karşıt siyasetinden beslenen ayrılıkçı güçler, toprak sahibi olacaklar. Bütün bunlar olurken Türkiye'yi yönetenler ne yapıyor? Tıpkı geçmişte olduğu gibi iç siyaseti bulandırmaya ve kavgaları derinleştirmeye çalışıyor.Balkan savaşlarında da öyle idi.Koca Balkanları neden kayıp ettik sanıyorsunuz.Şimdikilerin benzerlerinin yüzünden.Aynısı tekrarlanıyor. İttihatçı-Islahatçı çatışmasının yerini AKP-MHP ittifakı ve karşısındakiler aldı.Geldiğimiz yere bakın...AKP iktidarları sürekli gerilim siyasetinden besleniyor.Kullandıkları dil, çatışma üzerinden haklılandırma yapmaya çalışıyor. Özellikle "Ülkede biz varsak muhalefete ne gerek var" anlayışındalar. "Biz varsak sorun yoktur. Ve biz her zaman haklıyız. Bizden iyisi yok. Öyle ise, muhalefet demek bize düşmanlık demektir. Bize düşmanlık da ülkeye düşmanlıktır.." Böyle bir anlayıştalar. Politik söylemleri bu bakış üzerinden inşa etmekteler.Politik açmazların ve elbette çirkinliğin kaynağı ve temeli burasıdır.Kendi dışındakileri gereksiz görme anlayışı bu.Dolayısı ile muhalefete ve onun tabanı olan halk kesimlerine düşmanca bakıyorlar.Hâlbuki gün, birlik günüdür. Ülkemiz tehlikededir. Resmen ABD ile dolaylı bir savaş içindeyiz. Ve açıktan, ABD, Türkiye'nin düşmanlarını silah ve mühimmatla donatarak askerimizin ve polisimizin her gün şehit olmasına sebep oluyor. Çok daha önemlisi, sayıları 100 binleri bulan bir ordu kurmanın peşinde. PYD'ye ve dolayısı ile de PKK'ya ağır silahları bunun için veriyor. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu silahların parasını Barzani'den alacaktır. Barzani elde ettiği petrol kaynaklarından ABD'nin Orta Doğu'ya dağıttığı silahların faturasını ödeyecektir. Çünkü devlet kuracaksanız, bedelini de ödeyeceksiniz. Böyle bir ortamda devleti yönetenler, millî birlik ve bütünlük politikaları yerine millete adalet aratmamalıdır. Devlet kurumlarını partileştirerek, parti şubesi haline getirmemelidir. Millî bütünlüğün peşinde olmalıdır.