Türkçülük; içeriğini, anlamını ve niteliği tam olarak bilmeden bazılarının daha duyar duymaz reddettiği bir kavram. Irkçılık sanıyor. Hâlbuki o hüzünlü bir mazinin 20. Yüzyılda önümüze koyduğu bir kavram. Bütün Türklerin derin itilmişliğinin sonucuna işaret ediyor.
Onun var oluşu, "öz yurdunda garip, öz vatanında parya" misali, devlet kuran, kurucu toplumun kendinden kaçışının tarihsel hikâyesine dayanıyor.
Yüzde yüz millî ve yerli.
Türklerin Kayı boyu yönetici beylerinin, padişah olduktan sonra, süreçte, gittikçe obadan kopup, hem obaya ve hem de kurucu Türk kültürüne nasıl yabancılaştığının hikâyesi ile Türklüğün kendine gelmesi arasında derin bir ilişki var.
Bu yabancılaşmanın ve köklerden uzaklaşmanın en belirgin hissedildiği alanları şunlar:
Dilde yabancılaşma.