Ne kadar devlet kurduksa saray yönetimleri de o kadar halktan uzaklaştı. Hâlbuki töre böyle değildi. Türk hakanları halkan ayrı iş tutmaz, yılda bir kere otağını yağmalatırdı. "Benim neyim varsa sizin, sizin neyiniz varsa benim" felsefesiydi bu.
Yok, birbirimizden ayrımız gayrımız, işimiz "kutlu töreye" hizmettir anlayışıydı.
Kıl çadırlardan saraya geçince yöneticilerin hem dili, hem sözü, hem de bakışı değişti.
Eğitim dilini Türkçe yapmadılar.
Yabancılarla evlendiler.