Kim ne derse desin. Gücünüz varsa pazarlık payınız yüksektir. Bu durum hükümetler açısından da böyledir. Türkiye'nin etrafındaki gelişmelere karışı pazarlık payının güçlenebilmesi için ekonomisi kadar silah sanayisinin de güçlenmesi gerekmektedir.
Ne yazık ki, onlarca hükümet gelip geçmesine rağmen bu konuda istenilen güç elde edilememiştir.
Türkiye Selçuklu ve Osmanlı bakiyesidir. Geçmişi temsil etmektedir. Bu yönüyle kendini bir devamlılık çizgisinde görmeli ve geçmişinden izler taşımalıdır. Bu izlerin en önemlisi ders çıkarma kertikleri neresidir derseniz, derim ki, yükselme kırılma dönemleri arasındaki gel-gitlerdir.
Güçlü devletin özellikleri bellidir.
Orta Doğu bölgesinde var olmanın ön koşulu güçtür. Ne kadar güçlüyseniz o kadar etkili ve söz sahibisiniz demektir. Bunu ülkenizi içindeki siyasi gruplarla yersiz kavgalar çıkararak başaramazsınız. Birlik ruhuyla başarabilirsiniz.
Gücün psikolojisi bunu gerektirir.
İkincisi de silah üreterek ve ihtiyaçlarınızı yerli sanayinizden karşılayarak yapacak düzeye erişmenizdir.
Üçüncüsü, elbette planlı, ani gelişmelere dayanıklı bir ekonominizin kurulmuş olmasıdır. Tarım arazilerini boş bırakarak saman üreten bir ekonomi yaratmışsanız, bunu başarmakta zorlanıyorsunuz demektir.