O da şudur: Bütün toplumsal değişimlerin, kalkınmanın, gelişip gelişmenin ya da gelişemememin temelinde hayatı nasıl öğrendiğiniz, zihin haritalarınızı ve inanç sistemlerinizi nasıl oluşturduğunuz konusu var.
Amiyane deyimle; kafanızı nasıl kurduğunuz, kafa yapınız var.
Ne düşünüyorsunuz, nasıl düşünüyorsunuz ve neden böyle düşünüyorsunuz, sorularına herkes kendi zihin haritalarına yerleştirdiği düşünce yapılarına, zihninde oluşturduğu kayıp yargılara göre hüküm verir.
Bu zihin yapısı nasıl oluştu?
Öğrenmelerimizle.
Ne öğrendiysek ve neyi kabullendiysek, önce inançlarımıza, dönüşür sonra, belleğimize yazılarak kalıcı hale gelir.