Türkiye’nin ekonomik büyüme serüveni yüksek seyretmeye devam ediyor.
2017 yılının son çeyreğinde yüzde 7,3 büyüyen ekonomi, özellikle üçüncü çeyrekteki performansıyla yılı yüzde 7,4 ile kapattı.
Bu rasyoyu memnuniyet verici bulanlar çoğunlukta olsa da kuşkuyla karşılayanlar, “ancak”la başlayan cümle kuranlar da oldu.
Ancak ile başlayan eleştirilerin odağında şu dile getiriliyor: 2017 büyüme performansının temeli, teşvik ve talebe (özellikle iç talep) dayanıyor.
Açıkçası bu eleştirinin yüzeysel kaldığını düşünüyorum.
Çünkü gelişmekte olan ülkeler –ki Türkiye de bu ülkelerden biridir– ya kapasite kullanım oranlarını yükselterek ya da yeni yatırımlarda bulunarak büyüyebilirler.