Milli Gazete, Saadet Partisi’nin yarı resmi değil tam resmi yayın organıdır.
Şirin mi şirin, demokrat mı demokrat, toleranslı mı toleranslı Temel Dede’nin gazetesidir yani.
Benimle ilgili bir haber yayınlamış bu gazete.
Beni “Erdoğan destekçisi” olarak niteledikleri habere attıkları başlık şu:
“Ahmet Hakan sapkın Gülşen’e sahip çıktı.”
Haberde yer alan cümleler aynen şöyle:
“Gazeteci Ahmet Hakan, kendisi de imam hatip mezunu olmasına rağmen LGBT destekçisi Gülşen’e sahip çıkan bir yazı kaleme aldı. Ahmet Hakan, Gülşen’in tutuklanması karşısında karamsarlığa düştüğünü yazarken ‘Tutuklanmasına var gücümle itiraz ediyorum’ ifadelerini kullandı.”
Böyle bir yaklaşımı, hükümeti destekleyen yayın organlarında görmedim ben.
Hükümeti destekleyen yayın organlarında...
“Gülşen yanlış yaptı ama tutuklanması da doğru olmadı” görüşü, en yaygın görüş olarak belirmekte.
6’lı masanın önemli müttefiki Saadet Partisi’nin resmi yayın organı Milli Gazete, bu yaklaşımıyla, hükümeti destekleyen gazetelerin fersah fersah gerisinde.
Bu durumda...
“Bu hükümet gitsin” diyerek bütün umutlarını 6’lı masaya bağlayanlara sormak lazım:
En önemli partneriniz bu kafadayken nasıl olacak bu işler?
Yoksa sizin cenahta mantık şöyle mi işliyor:
Erdoğan’a karşı olsun da... Bu hükümeti devirmeye çalışsın da... AK Parti’den oy tırtıklasın da...
İsterse Gülşen’e “Sapkın” desin, isterse Gülşen’in tutuklanmasına alkış tutsun, isterse Gülşen’in tutuklanmasına itiraz edeni “sapkın dostu” diye damgalasın...
Hiiiiç mesele değil.
Bu mudur yani?
Bu mudur?
'EKMELEDDİN BEY İŞİNDE HATA YAPTIK' DİYEMEMEK
ŞÖYLE demiş Kemal Kılıçdaroğlu:
“Ekmeleddin Bey, Türkiye’nin en saygın insanlarından birisi. Dünya bilim çevrelerinin saygı duyduğu, kitaplarının referans olarak alındığı bir kişi. Ekmeleddin Bey’i anlatamadık. Zaman zaman kendisini arar ‘Sayın Cumhurbaşkanım’ diye hitap ederim.”
Önce şunu söylemeliyim: