İstanbul Bağcılar’da Suriyeli bir esnaf, dükkânının önüne attığı sandalyeyle trafiği tıkamış.
Yapma böyle” falan denilince de maraza çıkarmış.
Bu sefer sandalyesini yolun ortasına atmış.
Ve “Kalkmıyorum buradan. Erkekseniz kaldırın” diye babalanmış.
“Yapma böyle” falan denilince de maraza çıkarmış.
Bu sefer sandalyesini yolun ortasına atmış.
Ve “Kalkmıyorum buradan. Erkekseniz kaldırın” diye babalanmış.
Hemen derdest edip gözaltına almışlar bunu.
Ve sonra da...
Türkiye topraklarının dışına postalanmasına karar verilmiş.
Misafirlik adabına uymayan Suriyeliler, bir süredir bu şekilde cezalandırılıyorlar.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Adaba uymayan sığınmacıyı anında postalamak, harika bir uygulama!
Hem hadsize had bildirildi diye insanın her yanını çocuksu bir neşe kaplıyor hem de ağzını doldura doldura “çok adil bir ceza” denilebiliyor..
ERGÜN POYRAZ’I HİÇ BÜYÜTMEDİLER
ERGÜN Poyraz, benim hiç de benimseyebileceğim türden bir kişi değil.
Komplocu bir yapısı vardır. Provokatif kitaplar yazar. Kişilerin şecereleriyle uğraşır.
İşte bu Ergün Poyraz, alçakça bir saldırıya uğradı. Öyle böyle değil. Adamı resmen komaya soktular.
Olay ilk duyulduğunda...
Ergün Poyraz’ın “İktidara dokundu” diye saldırıya uğradığını sanan muhaliflerimiz, anında olayın üstüne gitmeye başladılar. Konuyu gündemde tutmaya çalıştılar.
Fakat çok geçmeden anlaşıldı ki...
Olayın iktidarla falan bir ilgisi yok.
Ergün Poyraz, Kuşadası Belediyesi’nin mıcır ihalesinin üzerine gitmiş. Ve bunun üzerine ihaleye giren inşaat şirketinin sahibi ve adamları tarafından saldırıya uğramış.
Sonra şöyle bir şey oldu:
Hızlıca uzaklaştılar Ergün Poyraz haberlerinden. “Kuşadası Belediyesi ve o belediyenin mafya yöntemlerine yaslanan ihalecisi” üzerine tek bir kelam bile edilmedi.