49 yıllık muazzam ve güçlü bir geleneğin çok zarif, çok nazik, çok alçakgönüllü, çok kucaklayıcı biçimde devam ettirilmesi... Benim için son Altın Kelebek’in anlamı tam olarak budur.
- Altın Kelebek, ışıltılı sanat dünyasının yegâne kucaklayıcı platformu olduğunu bir kez daha gösterdi. En azından temel iddiasının bu olduğunun altını çizdi. En azından gayretinin bu yönde olduğunu vurguladı.
*
- Çağla Şıkel ve Cem Davran... Türkiye’nin en iyi iki sunucusu. Her iki isim de Altın Kelebek’in olmazsa olmazı haline gelmiş durumda. Bunu bir kez daha yaşadık ve gördük. Her ikisine de bin selam.
*
- Artık şu anlaşıldı: Türkiye’nin ortalamasını temsil ediyor Altın Kelebek. Marjinallikler, uçlara savrulmalar, çıkıntılık yapmalar, gereksiz ahkam kesmeler falan egemen olamıyor orada.
*
- İsrail’in katlettiği çocukların unutulmadığı bir tören oldu Altın Kelebek. Cem Davran hatırlattı Filistinli çocukları. Ödül alan Madrigal’in bateristi Sanlı da “Gazze’nin çocuklarının yanındayım” diye haykırdı.
*
- Ödül alan çocuk oyuncu Ada Arma’nın avucuna çizdiği mavi / yeşil dünya figürünü göstererek “çocukların ölmediği bir dünya” arzusunu dile getirmesi, Gazze’nin çocuklarıyla muhteşem bir dayanışma oldu.
*
- Cumhuriyetimizin 100. Yılı ve Atatürk de Altın Kelebek’in en temel gündemiydi. Ortak değerlerimizin buluşma noktası oldu tören. Bu değerlerin dile getirildiği her an, salonda büyük bir coşku yükseldi. Ne güzel!
*
- Erdemli bir tören oldu Altın Kelebek. Kibir yoktu törende. Gülümseme hiç eksilmedi. Anlayış en üst noktadaydı. Centilmenlik hiç eksilmedi. Bakınız: Kerem Bürsin’in kendisiyle kafa bulunmasını gülerek karşılaması.
*
- Son dönemde tek bir siyasi yaklaşımın, tek bir yaşam tarzının borusunun gaddarca öttürüldüğü marjinal törenlerden gına gelmişti. Bu açıdan ilaç gibi geldi Altın Kelebek.
*
- Toplumun her kesiminden, her türlü müzik türünden birbirinden farklı yepyeni starlar yükseliyor günümüzde. Altın Kelebek, bu yeni starların hepsini kucakladı. Belli başlı isimlere takılıp kalmadı.
*