Gülşen’in yeniden sahnelere dönmesi, hayatın yeniden olağan akışına dönmesi gibi bir şey.
Biraz saygısızca olsa da yaşandı bitti her şey.
Artık her şey normale döndü yani.
Kuşlar uçuyor, vapurlar yüzüyor ve Gülşen sahnede şarkılarını söylüyor.
Aman ne güzel. Aman ne iyi.
Sahnelere yeniden dönmesini memnuniyetle karşıladığım Gülşen, bir iddiaya göre sahne aldığı mekânda şöyle demiş:
“Aranızda emniyetten kimse var mı?”
Güzel espri. Şahane mizah.
Gülümsedim tabii.
Fakat Gülşen’i uyarıyorum:
O mekânlarda emniyetten kimse olmaz.
Ama mutlaka bir imam-hatipli olur.
İmam-hatipliler artık hiç olmayacak yerlerde olabiliyor Gülşen.
Onlara sallarken üç kere düşünsen iyi edersin yani.
KÂBUS
EKREM İmamoğlu, “Erdoğan’ın kâbusuyum” demiş.
Gerçekten öyle mi?
Valla bilemiyorum.
Bunu ancak Erdoğan bilebilir.
Ama benim bildiğim bir şey var:
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP yönetimi, Altılı Masa falan...
Hiç de böyle düşünmüyorlar.
Eğer bunlar, İmamoğlu’nun Erdoğan’ın kâbusu olduğunu düşünselerdi...
Hemen şöyle bir yaklaşım sergilerlerdi:
“Erdoğan’ın kâbusu olan kişi, bizim umudumuzdur. Adayımız İmamoğlu olmalıdır.”
Yani Ekrem İmamoğlu’nun, kendisinin “Erdoğan’ın kâbusu” olduğuna...
Öncelikle dava arkadaşlarını inandırması şart.
BAŞKASI ADINA UTANMAK
BİR arkadaşım var.