Atatürk’ü artık, Kemalizm’in dar kalıplarına sıkıştırmadan anıyoruz.
Atatürk’ü artık, bir hayat tarzının dayatması olmaktan çıkararak anıyoruz.
*
Atatürk’ü artık, sadece bir kesimin bayrağı haline getirmeden anıyoruz.
*
Atatürk’ü artık, resmi ve zorlama etkilerden arınarak anıyoruz.
*
Atatürk’ü artık, alabildiğine sivil, alabildiğine katılımcı biçimde anıyoruz.
Böyle bir anma...
Anmaların en güzelidir, en şahanesidir, en etkileyicisidir, en görkemlisidir, en anlamlısıdır, en kutlusudur.
*
Bu tür bir anmadan tek bir sonuç çıkar.
O da şudur:
*
Atatürk, artık tartışmasız biçimde bu ülkenin taşıyıcı ve birleştirici kolonu haline gelmiştir.
MUHALEFETİ DİRİ TUTAN MUKTEDİR SÖYLEMLER
CHP’yi kapatmak lazım.
Hainleri sürgüne göndermek gerek.
Anıtkabir’in bir köşesinde de mescit olsaydı.
Falan filan...
*
Bunlar son birkaç gün içinde iktidar dostlarının, muhalefeti rahatsız etmek için söylediği sözler.
*
İşin bir ahlaki boyutu var.
Hadi onu bir tarafa bırakalım.
Ve sadece siyasi yarış boyutuna bakalım:
*
Bu tür yaklaşımların tümü...
Muhalefete moral veriyor.
Muhalefete söylem üstünlüğü sağlıyor.
Muhalefeti diri ve canlı tutuyor.
*
Kısacası...
Kendilerini iktidar dostu olarak konumlandıranlar, gollük pası veriyorlar.
Muhalefete de pası değerlendirmek kalıyor.