UZUN bir süredir birkaç günlük kaçamak yapacaktım.
Fakat bir türlü mümkün olamadı kaçmak.
*
-“Hele bir Cumhurbaşkanlığı seçimi geçsin” dedim, hemen ardından 7
Haziran seçimi geldi çattı.
-“Hele bir 7 Haziran seçimi geçsin” dedim, sağ olsun Devlet
Bahçeli’nin eşsiz katkıları sayesinde 1 Kasım için erken seçim
kararı çıktı.
-“Hele bir 1 Kasım seçimi geçsin” dedim, bu sefer de hendekti,
barikattı falan derken ortalık fena karıştı.
-“Hele bir ortalık azıcık sükûnet bulsun, istikrar tesis edilsin”
dedim, bu sefer de bizimkiler Rus uçağını düşürüverdi.
-“Hele bir Putin Reis’in öfkesi dinsin, bir rahatlasın, bir kendine
gelsin” dedim, hop hemen yılbaşı hengamesi baş gösterdi.
-“Hele bir yılbaşı tantanası geçsin” dedim, bu sefer de Suudi
Arabistan ile İran neredeyse savaşa tutuşacak hale geliverdi.
*
Tam da “Hele bir Suudi Arabistan ile İran savaşı çıkacak mı,
çıkmayacak mı belli olsun” diyecektim ki...
DEMEDİM.
*
Onu demek yerine...
Şunu dedim:
-Birader, kafayı mı yedin sen?
-Her daim bir şeylerin geçmesini beklersen... Biraz zor uzarsın
buralardan.
*
Ve yine dedim ki:
-Sana ne kardeşim bütün bunlardan?
-Obama mısın, Merkel misin?
-Davutoğlu musun, Erdoğan mı?
-Devlet Bey bile senin kadar kafasına takmıyor olup bitenleri...
Mis gibi oturmuş makamına...
Yüzde 11’lik partisinin keyfini sürüyor.
-Memleketi sen mi kurtaracaksın?